Uzanacak ellere hasret bağrımdan
Şanssızlıkların gazabına uğradım
Perişan halimle fırtınalar kopardım
Yalnız günlerime çare arayıp
Acılarla dolu geçmişime örtü olsun istedim.
Estikçe beni aştım
Beni aştıkça yıktım duygularımı
Ben ben değildim artık
Bu yıkık,bu dökük adam ben değilim
Ne bunca çaba,ne bunca inat,ne bunca istek
Yetmedi,yetmedi!
Ne zaman sığınacak bir limana yanaşsam
Her seferinde sarp kayalara takıldım
İyi bir kaptanım aslında
Hiç bir fırtına da gemiyi batırmadım
Okyanusta hiç bir akıntıya teslim de olmadım
Anladım ki ne geminin suçu var,ne limanın.
Suç, dibini göremeyecek kadar kör olan yüreğimde!
Göz kapaklarıma yapışıp
Göz bebeklerimden ciğerime akan
İflah olmaz kimsesizliğime
Teslim ederken bedenimi
Ölümler çiseliyor ömrüme inceden inceye
Usul usul damıtılıyor karanlık
Acıların ücra köşelerinde
Ve oluk oluk dökülüyor birden yüreğime
İçimde biriken ezilmişlik
Her geçen gün büyüyen kaygı
Onulmaz endişeler kemiriyor beynimi
Kim bilir ne zaman asacağım kendimi! !
İpi koparılmış yalnızlık etrafımda dört dönerken
Dibi delik kara çukurların içine çökerek güçlenen
Dibe yaklaştıkça acılara gömülen
Sahipsiz bir savaşçıyım ben
Bazıları bitmiş şarap şişelerinden
Molotof kokteyli yapmayı marifet saysa da
Ben intiharı geciktiriyorum! ! ! !
Kayıt Tarihi : 23.10.2013 16:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!