Oysa sıradan bir yaşantının penceresinden insan olma manzarasını seyredecektik beraber
Kandırılmış masum çocukların yanaklarından öpecektik
Raflarda yılların tozundan kaybolan kitaplarda muğlak olan gerçekliği arayacaktık
Hüzünlü sonbahar günlerinde susacaktık dünü ve yarını düşünmeden
Bu namussuz çağda hayal kurmaktan korkmayacaktık
İçimizde ki bahçıvanı bir çiçek bile ekmeden ihraç etmeyecektik
Yalnızlığımızı paylaşmayacaktık insan olmaktan korkar olan canlılarla
Yalnızlık, eksik bir tamlık yada tam bir eksiklik
Yalnızlık ağır bir boşluk ya da boş bir ağırlık
Yalnızlık hiçi her şeyleştiren ya da her şeyi hiçleştiren
Bırak kaybolsun dünya bir yokluğun pençesiyle
Bırak zombileşsin insanlar bu lanet çağda
Bırak çalsın ruhsuz müzikler kafe köşelerinde
Bırak yağsın yağmur, islanalım biz seninle
Şöyle yürüyelim seninle ışıl ışıl şehrin yollarında
Sırtımızı dayayalım bir ağaç kavuğuna
Belki bir elma düşer de yerçekimi gerçeğini gözden geçiririz diye
Umutlarımız boşa çıkmaz belki zaman geriye akar
Belki ölüm bile bırakır yakamızı
Belki terk eder insanlar sahilleri
Belki geceler bile yalnız bırakır bizi
Belki ihtimaller dönencesi tersine döner
Saatler bozulur belki gece yarısı olduktan sonra
Belki sonsuzluğa uğurlarız akla dar düşünceleri
Geceye sığınırdık hiç yoktan...
Ömer Faruk GümüştekinKayıt Tarihi : 12.7.2023 22:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!