Şiir'ül Eytâm
I
orman içinde geceye karşı
mevsimlerden bir hazâna şerh düşülmüş
sevdaya dair
zamanlar içinde taşlaşmış bir düş
donup kalmış ân’da gölgelerimiz
ay şahit
bir sen oluyor
tılsımlı kucakta
bir ben’e dönüyor yüzüm
bulandıkça yağmur ve toprağa
sol yanım eriyor
tenden önce saç tutuşurmuş
ve en son ellerden bile
saç soğurmuş
bir cigara nefesinde
üfle tütenim
dumanımdan bir kerecik üfle
çek efkârımdan zifiri bir hece
ten kokusu, ter ve yanık kokusu
incelmemiş “u” uğultusu
akşama yaraşan halvet
sinsice koşar ardı sıra
hayalin hırsızıdır
içimize çoktan dağılmış günah korkusu
şiirlerden cümleler çıkagelir dilimize bir bir
öykü kahramanları gelir geçer ömrümüzden
bir hatıra da bizden yazmak için
kan ve suya karışmak
kandan, sudan
ve topraktan aziz bir ülke için
kaç kalenin fethinden muzaffer dönmüş bir askerin
başını önüne düşürür bir bakış ile
süngüsünü koparır gibi omzundan her seferinde
yâda gelir
ömrün zaferlerinden artakalan
tüm ganimeti teslim için
bir gözün bir kez gördüğünü
yeryüzü lisanınca bir cümlede
yüzlerce kez ezber edecektir ruh
öyle güzelsin ki hayret makamında
hayır’sız cevaplar verilecektir
evet’siz sorulara
tamam olmaktır muradı
gündüzlerden saklanan
ve
geceye düşen tüm kelamın
göklerden zamansız bir ihtar gelir
“acıya basma”
oysa adımın o an tam üstündedir
Kayıt Tarihi : 27.1.2015 15:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!