Her şeyi düşünürdüm de ey! gece
Kendimi böylesine siyahlara hapsedip
Güneş gibi sahipsiz bir nurla doğrulacağımı
Issız vahalarda serapların diliyle
Kendimi karanlığa atacağımı
Düşünemezdim...
Ben ki her şeyiyle yıkılmış viraneyken
Şimdi mutluluğun terazisinde
Tatlı uykusundayım sevgilerin
Yılların acısını taşıyorum terkimde
Hüzün ekiyorum gittiğim her yere
Yar beni umursamaz çizgileriyle aşkın
Bir de ihanet eden yüzüyle tanır
Tanır da hislerimi rüzgâra terk eder
Ben yalnızca ben olmak isterim
Bilirim ki soyluluk ödün vermektir canana
Anlamasada onu taa... derinden severim
Hasret böylesine albenili olmasa
Sığınmazdım belki karakollara
İnanmazdım aldatan masumluğa
Susardım yalçınkayalar gibi
Dökmezdim içimi inleyen mısralara
En az hüzün kadar,özlem kadar
Ayrılık kadar ağır bir yükün
Hesabını yapıyorum her bahar
Son savunmamı istiyor benden sokaklar
Bir nedenim oluyor geri çekilmek için
Zaman ihtarını sözlü olarak sunup
Mola veriyor bana düşünmem için
Bu yüzden sancılarla geceye konup
Umutlarla kapısına geliyorum gerçeğin
Sevmek olmasaydı içimde,tutku olmasaydı
Ey! sabır seni nasıl tanırdım
Bu bekleyiş bir ömür sürmeseydi
Benliği hangi çağa atardım
Düşman bile üstüme böylesine gelmezdi
Kırımazdı belki de aşka karşı inadım
Sesizliğe terkettim artık bütün mirasımı
Siyah bir gülümseyiş itti beni tuzağa
Ve anladım yaşamak hoş görmekmiş hatayı
Onun için sağlam bastı ayaklarım toprağa
Yüreğimle görmeyi öğretti hayat bana.
Kayıt Tarihi : 15.4.2008 11:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!