Şehirdeki bunca ses, nedir bunca muamma ?
Nice ağlamaların hıçkırıkları geçer
Hattâ günler de geçer, zaman da geçer,amma
Yüreğin fay hatları zor kırıkları seçer
Zamanla mutlak geçer dedikleri her masal
Üzerinden, yaş geçer, yıl geçer, deler geçer
Izdırabın külleri yakar, hani şu misâl ;
Titremeler kor olur, üşümeler de geçer
İşte böyle kâhırın köprüsündeyken gözler
Islanmış kirpiklerin yatağındadır debi
Şaşırırken hızını ,sellere geçer sözler
Dillerde meşrulaşır, dipsiz sözlerin dibi
Hattâ candan vazgeçer,hicranı dize dize
Yolları balçık olmuş zor sevdanın kabına
Mecâlsiz intizârı divitle yaza yaza
Çığlıklar da geçer bu arz-ı hâl kitabına
Âni soğuk inilti, dile takılıp geçer
Tebessüm sıcaklığı dudakta kaybolurken
Deli divâne sözler şi're dökülüp geçer
Bahtiyar olamamış tâdlara kaydolurken...
Neden yalandan güler şu yekpâre derinlik
Gözleri gülümserken gamzeleri ağlıyor
Ağıt gibi ölümden beter boğan karanlık
Simsiyah iplerini tam ortadan bağlıyor
Âh kaç kere can geçer,canı sınayıp geçer
Çıkmaz sokak üstünde sürünürken bedenler
Yol yorgunu hüzünden, hazân kanayıp geçer
Gördüm ki, bu şehirden dönmeyecek gidenler
Nihal Mirdoğan
Kayıt Tarihi : 11.12.2017 02:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!