GECENİN YÜREĞİ OLMAZ
Karanlık, dar kondu sokaklarında-
dolaşırken.
Kaldırımda patlayan bombanın
bacağını kopardığında öğrendi,
gecenin yüreği olmadığını.
Denizin dalgasını yiyen şamandıra gibi
titreşiyordu bedeni.
Kaldırımların üstünde
az ileride dudağından düşen
sigarasına takıldı gözleri
Keşke dudaklarımın
arasında olsaydı diye içini geçirdi.
Belli ki acılar düşmüş yüreğine.
Üzerinde kanlı bir vantilatör gibi
esen rüzgar dumanlıyordu sigarayı.
Bir de dudağında henüz bitmeyen
türkülerini mırıldanıyordu.
ne kalmışsa içinde sevdadan yana
dudaklarından hece hece dökülüyordu.
Yaralı vurulmuş mısralar.
karanlığın içinden yükselen
çocuk sesleriyle yankılanıyordu.sokaklar
anaların feryatlarında kurşunlar yankılanırken
çığlık sesleri yalıyordu. Kulakları.
Kötü bir sis sarıyor her yanımı.
Ama görüyorum çocukları
kurşunlar parçalarken yüreklerini,
çığlıksız düşüyorlar toprağa çocuklar.
karanlığın tam orta yerinde.dökülüyordu-
Sessiz çığlığı öfkenin
gül gibi sessizce düşmekteydi Çocuklar
Ayaklarını öpen.
Yüreği yoktu gecenin
Pusuda bekleyen cellatlar gibi
yüreksiz olmuş karanlıklar.
Yoksa gülüm, yoksa yüreği olsaydı.gecenin ….
karanlık dehlizlerine gömülür müydü umutlar,
kasım 1980
Abdullah OralKayıt Tarihi : 7.2.2006 20:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!