Gecenin yarısı Şiiri - Yüksel Şeker

Gecenin yarısı
Radyoda eski bir şarkı
Masada biri boş iki kadeh
Sandalyesinde bir adam

Yorgun
Bitkin
Umarsız
Ne geçen saatler umrunda
Ne bugün ne de yarın
Gözleri dalgın
Yüzü solgun
Sigara paketinde tek bir sigara
Masanın üstünde kibrit
Sigaradan sararmış bıyıklar

Gecenin yarısı
Radyoda eski bir şarkı
Masada biri boş iki kadeh
Sandalyesinde bir adam

Üstünde yakası kirden
Ve zamandan yıpranmış
Eski bir gömlek
Altında yamalanmaktan
Düzgün bir yeri kalmayan
Cebi delik
İçinde beş kuruş kalmamış
Bedeninden üç dört beden
Büyük eski pantolon

Gecenin yarısı
Radyoda eski bir şarkı
Masada biri boş iki kadeh
Sandalyesinde bir adam

Ayaklarının altında
Her biri farklı renkte
Ve biçimde terlik
Terliğin içinde ayağa geçirilmiş
İçinden ayak parmakları görünen
Yırtık bir çorap
Zemin desen adamdan kötü
Cilası dökülmüş
Kırık ve kirli tahta parçası
İki duvarda camı kırık
Pencere

Gecenin yarısı
Radyoda eski bir şarkı
Masada biri boş iki kadeh
Sandalyesinde bir adam

Saat gecenin üç buçuğu
Adam zar zor kalktı ayağa
Yüzü solgun
Benzi sararmış
Parmaklar cılız ve zayıf
Zar zor uzattı kolunu
Masanın üstündeki kadehe
Titreyen ellerine aldırmadan
Kaldırdı kadehi
Dikti boğazına
Boşalan kadehi koydu masaya

Gecenin yarısı
Radyoda eski bir şarkı
Masada boş iki kadeh
Sandalyesinde bir adam

Gözleri açık olan kapıda
Duvarda saniyesi dönen
Ama akrep ve yelkovanı
Saat iki de kalmış eski
Bir duvar saati
Boğazında bir hırıltı
Ardından derin derin
Nefes alma çabası
Ve yere düşen adamın
Tahtada çıkardığı ses

Gecenin yarısı
Radyoda eski bir şarkı
Masada boş iki kadeh
Sandalyesinde bir adam

Tahta üzerinde bir çırpınış
Bacaklarında kasılmalar
Titremeler
Pantolonun önünde oluşan ıslaklık
Arkasında kahve rengi bir leke
Dudağında mor bir renk
Ve ağızdan çıkan son nefese
Eşlik eden zor duyulan son söz
Gelmeyecek

Gecenin yarısı
Radyoda eski bir şarkı
Masada boş iki kadeh
Sandalyesinde
Olmayan bir adam...!!!

Yüksel ŞEKER