Niçin yaptın bunu? Sebebine dokunmak, böylesine derin bir ıslığa dönüşünü vurur muydu al yanağına.Acısına uzanırken feryatların teninde kayboluşu....Aman Allahım! Irmakların doğduğu yere dönmek gerekiyorsa; baht-ı evvel ve ahirindedir dem,ab-ı hayatın zemzeme dönüştüğü anlarda...
Yırtık eskilerin cana hissedişleri nefeslenirken, azgınlaşan yaraların çığlıklarını kovalıyor, "Adı batasıca! " deyişlerin ahengine, muhabbetin ruhani lutfunu okşatıyor, hırçınlaşan bedeni, cismaniyatın zuhurunda hasıl olan yekunü idrak ettirmeye koyuluyordu.
Zira sabahlara ramak kalan hayallerin rüyaya dönüştüğü hissini bekliyor,ummana daldırdığı kollların her bir kulacını " Ahenk-i muttasır-zaman" da görüyor, inlemesini tesis ettiği kalbi derinliğine boğuluyordu. Kimlerin hanlarında kiracı olmalıydık? Vusul-u ayineye adanmış ruhaniyatların zevk-i muhabbetine şafakları çağırıyordu. Yaşanılası ile yaşanılamayan rasındaki benzerliklere zıt olanı hatırlatıyor, dikkatine celbi bulunmayan tavrını sergiliyordu.
Vesilesine nedeni olanların haddinde ifratlarını aksettiriyor, doğanın batışını, ardı sıra yepyeniden tazeliyordu. Viranelerine alışık olunan sakinlerin gafletlerini kurcalıyor " Var olmak ile Yaşamak..." mukayeselerinin nihayetsiz hududunu aşıyordu. Gerçekliğin hayalle örtündüğü bu "Saltanat-ı müthişe"nin yaldızlanan asaletine esfel-i safilinin gölgesi düşüyordu.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta