Gecenin Matemi Şiiri - İrfan Karapınar

İrfan Karapınar
165

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Gecenin Matemi

I. BAB/Geceye Selam

Ufkun bakışlarında suskunluğumu aradım
Diyar-ı şamdan beri gelen saltanatını rengin
Yalın güzellikler gibi
Dokunulmaz anlar gibi
Hükümran baykuşlar gibi
Yâr gibi süzgün
Ağyâr gibi dalgın
Dolaştım sokaklarında şehrin
Geceydi
Kimsesizdi kaldırımlar
Bambaşka alemlere uzandım
Bambaşka şualardan ilham alarak
Sardı beni bütün karanfil zambak yasemin
Tütsülerinde düşlerimi yaktım

İlhamım nefti sonbaharlar kadar kederli
Erdemi karanlıkların içinden parlayan duanın
Zenci bakışlarını çekmez ki malum gece
Ben aşkımı emzireyim yâr siyaha yayılsın
Zar atayım kahinlere sorayım maskemde arayayım
Her neredeyse çıkarayım müşkül cevabı
Olmadı ölümün kolunda gezeyim
Tek bir söz yeter bana matemden yana
O sunsun kainatın esrarını
Ben yanayım
Ben ağlayayım

Geceydi
Selamını aldım
Zengin bakışlı Tuaregler
Kısık bakan Altay kavimleri
Çağlar ötesinden Pigmeler
Akadlar/veyahut Aztekler
Kavimler/medeniyet yoksunu
Kenan illeri/yeşil çuhalarıyla deve üstünde
Soğuğu yakıcı çöllerde/dünyadan bihaber
Yedi ikliminde dolaştım dünyanın
Her mevsimini tattım/her ayinine katıldım
En güzel anında yaşamanın
Kendimi yumuşak koynuna attım

Geceydi
Bedenim ruhani bir aleme yükselmiş beklemede

Bağdat seslendi ardımdan Nişabur/Semerkant
İbn-i Sinâ bereketinde kervansaraylarda sedalar
Harzemşah kralının sarayındaki nidalar
Hattatın fırçasında bir vav
Nakkaşta minyatür içre şifre
Minberde altın yaldız
Secdede kelimeler/vakitte sükut
Taşlardaki tarih/mağaralardaki resim
Renksiz figür/tozan bulut
Ebruli desen/kırık divit/manada okka
Antik desende lir
Arenada kırmızı ölüm
Kadehte lâl bir işve
Brütüs’te ihanete timsal
Kleopatra’da güzelliğe emsal
Nefertiti’de zarafetin kimyası

Kurmaca hayaller/uykuda cisim

Tarihle hemdem kafiyeler peşinde
Çağırdı beni çöllerde ağır adımlarım
Develerle aruz yürüyüşler ağırladım
Övündüm kasidede/mersiyede ağladım
Divanda teşbih/hamsede teşhis bağladım
Uzak düştüm Fizan’dan/kaçmadı tadım

Şimdi aşk donatılmış bir vadideyim
Ki benzer hepimize/hepsinin rivayetleri
Uzak Asya’dan inceliğin şirazesi
Şarkın romantizmine bulanmış hediyeler
Bir rubaiden şehlâ bakıyor Hayyam
Göçebe kavimlerden ölüme yükselen eyyam
İpek yolu/doğulu tüccarlar/ve altın
Endamlı kahramanlar/Hint hikayeleri
Peçeli kadınların simsiyah gözleri
Cariyelerin endamına sarıldım
Kölelerin derbentlerdeki haykırışları
Ve ötelerden/ve gayrıdan/ve karanlıktan
Geceyi seyrettim başka başka gözlerle

Başka başka sözlerle
Geceye selam saldım

Gece beni ağırladı

II.BAB/Gecenin Sesi / Yusuf u Züleyha’ya Dair

Yusuuuuf
Yusuuuuf
Bir zamanlar Mısır adlı diyarda
Aftâbı Yakup’un/gözbebeğindeki mahbûb
Beyzi bir rüyada kaybolan
İdraki yakan Züleyha’nın aşkına vuruldun
Züleyha derinliğin çemberi
Başıboş deryalarda Züleyha
Sen nasıl kıydın güzel Yusuf’a
Yusuf ki sevgilisi ilahın
Yusuf ki şahı olmuş rüyanın
Yusuf bir kanlı gömlekteki iz
Yusuf karanlıklara doğan ışık
Ah Züleyha ah deli aşık
Sen görmedin mi yaptığın zulmü
Ve dahi zümrene nisyan eyledin
Ellerinde aşkının kanı
Ve intikamı gururunun
Durmadın iftira eyledin
Şimdi kavrul aşktan yoksun gecelerde
Mumda dehşetin kımıldasın

Mısır diyarında/sarayın taştan duvarlarına bakan
Kudretli hükümdarın gözdesi Züleyha
Mermerler üzre gezerken
Köleler ihtişamına bulanmışken
Yaktın Yusuf’u ihitirasınla
Ne bilirdi soylular/bir köleye aşık olmayı
Kestiler mi -görünce Yusuf’u- ellerini
Gözleri kamaşmadı mı/dilleri lâl olmadı mı
Sen övünmedin mi Züleyha
Sonra ifitiranla görünmedi mi gerçek
Sonra Yusuf’a zindan/sana azap saatleri

Sen geçen her saniyede ürpermedin mi
Dudaklarında acı bir gülümseme

Artık Yusuf yoksul hayalleri beslemekte
Şiirler yorgun damarlarda gezinmekte
Rüya geceler/uzayan bakışlar
Hesapsız incelikler
Yusuf diye inlemekte


III.BAB/Gecenin Tebessümü / Mazi

Nabukadnezar
Fildişi kulelerde altın tahtında
Loş koridorlarında sarayın yalnızlık
Babil kulelerinden yükselen zaman
Sema ölü/baykuşlar uçmakta
Kralın habercileri dört koldan
Vahşi kuş çığlıklarıyla
Uçsuz kayalıklarda/yıldırımlar sefaretinde
Ölümsüzlük pınarını aramakta

Ne ki insan
Acz içinde kıvranan
Okyanusta bir damla
Kainatta bir toz
Kıldan bilmece
Ne ki insan
Maziden yayılan dekor
Kelebek ömründe sultan

Ben bir pervaneyim
Bigane kalmam ateşe
Aşk gönlümde şakır
Öyle bir giz ki kimseler bilmez
Bazen bir ibrişime gizli tomar
Bazen katedrallerin duvarlarında
Bir camide sülüste aranır kimi zaman
Kimi zaman kainata atılmış imza
Narsis’in yıldırımlar içen feryadı
Çöldeki azap/Kays’taki çile
Simyası mağaralarda/âb-ı hayat iksiri
Tuhaf yanılsaması ruhun
Tariki muhabbet denen iklimin
Perdesiz/diz çöken kralların yaralanışı
Ayın fazını almak/güneşteki mit
Ramayana’da aşk/Sanskritçe
Tanrı Ra’daki heybet/Mısır’da yankılanış
Zeus’un krallığından kovuluşu/Eros’un
Aidiyet/teslimiyet/teselli
Siyanürdeki lezzet/uçurum kenarında adrenalin
Nefret dizayni/kalpteki içli serzenişler
Ve siliniş
Ve muhabbet
Ve aşk
Ve pervane olmak/yanmak ateşlerde

Ötelerden Yesevi
“Sünnet imiş kâfir de olsa insanı incitme”
Mısraının meşhur muhariri
Gönül eri/aşk iksiri
Yeraltında yaşayan tevazu
Yerüstünde bir koca çınar
Manada yükseliş/maddede eriyiş
Özlü sözlerin mimarı
Asya’dan uzanan bakış
Anadolu’da uyanış
İzindeki ulular/derin yakarış
Ve Yunus’un ve Hacı Bektaş’ın ve Pir Sultan’ın
Ve ezcümle daha nice evliyanın önderi
Rum’un kaderi
Gönül içre ulvi bir akış

Derken Meryem/derken İsa
Kutlu nefes ve saadet
Musa’da asa/İshak’ta bir sihirli iğne
İmzası Süleyman’ın/mührü halka
Eyüp’ün sabrı/Davut’un şikarı
İbrahim’in ateşle dansı
Derken Lokman’ın şifası
İskender’de tükenmez bekleyiş
Derken âb-ı hayat gizli mağaralarda
Afrasiyab at üstünde şahlanmış
Zaloğlu Rüstem’de keskin bir hüküm
Bazı Firavun/kendisi sahte ilah
Bazı deccal/bazı iblis/bazı yezit
Kibirli Karun/katil Kabil
Köhne yaşamların iksiri
Kötülüğün zinası

Ey kalbimin vaizi
Ey gam-ı eyyam
Ey mihnet denizi
Dünya diyâr-ı gurbet
Ben pir-i fâni
Mateminde can şimşekleri yutmada
Levh-i mahfuz terennümünde melekler
Her biri sükutunda ikrarın

IV.BAB/Gecenin Görüntüsü / Aynanın Arkası

Çöl gecelerinde ateş başında
Olanca haşmetiyle vuslat sereserpe
Ötelerden camiler
Ötelerden katedraller
Ötelerden havralar
Soylu generalleri Allah’ın
Bütün musikisiyle mabetler
Aynanın arkası
Sırlı penceresi Hâlık’ın
Simyası Cebrail’in
Kimyası ebediyetin
Nadide bir incidir/ruha üflenen eda
İnsan olmanın sırrı kelamda saklıdır
Dört unsur/ateş toprak hava su
Duyulur ta fizandan ademoğlu dokusu
Maveraünnehir/Mezopotamya/Hint diyarı
Peygamberlerin ayak izleri
Bozulmamış Zebur/Tevrat/İncil
Tükenen insanlık/hırslar/çıkarlar
Kehanetleri hahamların/Kabala’sı
İnsanlığa ulvi öğreti
Alanlar aldı mesajı
Aldanmışlar sözlere bentler vurdu
Kahinleri ateşle oynadılar
İblise secde edip
Kurbanlar adadılar
Mabetlerinde kan kokusu
İçlerinde ihtirasın şeytanca hevesleri
Asırlara yayılan gizli tarikat
Papirüsler/parşomenler/tozlu mağaralar
Yalanlar doğurdu yılanlar
İnsanlığa rehber bir yalancı cinnet
Vaat edilen bir yalancı cennet

Sonra son peygamber/Mekke
Ruhu’l-kudüs/haberci melek
Vahiy Rab’ten/ilahi emir

Döküldü kof sözcükler bir bir

Aynada gerçek/görene göz yeter

V.BAB/Geceye Dokunuş / Rüya

Müziğin melankolisi
Çengide sokaklar
Bir kral edasında kalabalıklar
Fevri bir rüzgâr alır başımı götürür
Bilindik ayaz
Tanıdık simalar
Alır şiirimi benden kainat
Ardında perişan dokunuşlar bırakan hayat
Kimine okunuşlar ayrı makamlardan
Kimine uzaktan seslenen bir ağıt
Şikayet etmeksizin uzayan nağmeler
Mana dediğin nedir ki/yoktan bir şekil
Kendi kimliğini nüansta okumalı insan
Şahane hislerin şahikasına tırmanmalı

Kokusu çiçeklerin/ruha dokunuşu
Dokunuşu kımıldayan dalın
Veyahut bir çınar yaprağındaki hikmetin
Çin’de/Afrika’da/Peru’da/farketmez
Duaların ihtişamı/muazzam koro
İnsanın dudaklarında cihanın okunuşu
Ekmeğin/suyun/aziz oluşu toprağın
Yağmura/güneşe/berekete şükür
Eşref saatinde inayet etmek bahara
Rüzgâra sırt vermek/dağlara seda

Meyhaneler/salhaneler/yârhaneler
Sarhoş kelimelerle arkadaşlık
Zülf-i yârin hoşnut ürperişleri
Aslolan hissetmektir/budur kabahat
Ziyadesiyle suskun çınarlardaki şikayet
Yakalanmış ruhum/düpedüz tuzak
Erdemi manidar bakışlarda
Dokunuşundaki estetik algı
Kulağa hitaben armoni
Göze hitaben bir efsunlu kadeh
Şarabın rengi/aşkın mirengi

Bir rüyanın ihtişamında kıvrılmak sessiz bir köşede
İnsan olmanın küçükçe kudreti/büyükçe acziyeti
Ne muamma keşmekeş

VI.BAB/Gecenin Hünkârı / Karanlık

Kadehlerden okunur dokusu kişinin
Erbabınca tanınır kalender olanlar
Siyah laleler mum ışığında
His tacirlerince taşınır
Kervanlar üzerinde kainat
Bakır kollarında göğün yıldızlar
Işık sanki ürperten teması/tende yankılanan
Flu bir hayalet dokunuşu/gecede salınan
Bir göl/pek edalı/durgun/ışıltılı
Pek mülayim zamanın aldanışı
Ayın suya dalışı ahenkte zirve
Goya çalkalanıyor Mozart piyanoda
İlginç bir aksiseda Fuzuli’de beyit
Seyrinde sanat/karanlık görüntüsünde yârin

Biz diyarı haşmetiyle kabul etmişiz
Varsın olsun karanlık biz onu da severiz
Ne de olsa devvara erişir gönlümüz
Hummalı gecelere baştan hürmet etmişiz
Istırap bizden yana gülümser/cananımız
Şikayet etmeksizin yürür gölgelerimiz
Ufukta bir nokta belirse/gelse bir siyah mana
Ona aşk kisvesiyle bir kadın giydiririz
Sonra onu severiz/içten/gözyaşlarıyla

Karanlık bir madendir/anlayana kademdir
Büyük boşlukta gezer/sonu yok bir bilmece
Esrarına kapılır izanı olan/zatında bulur
Nice suallerin mükerrer kayboluşu
İmgeler hallenince doğru cevabı bulur
İnce mimarisiyle dokunur gönle evren
Gözlerinde mehtabın yakarışlar okunur
Yıldızlar bir bir gelir temaşalar içinde
Yakar göğün mumunu gizemli meşaleler

Surlarında yalancı kısmetler besleyen gece
Kıymetsiz ve bir o kadar hüzünlü yolcular ağırlar
Ki pek de mümkün kapılmak sonsuz lakaytlığına
Şirindir/bazı korkunç/bazı kederlidir
Kısmi bir yalpalama mücadelede/yalnızlık ve biat
Açmazların en koyu anlarına tekabül eder bir dostluk
Yıldızlar kadar parlak/ışıltısı gökte dans
İçli bir öfkelenme/belki zamandan münezzeh olamama
Belki hayalden bir bade ki sarhoş eden aklı
Dayanaksız/mesnetsiz fikirler hep solmuş
Matlığı kabiliyetsiz dillenmelerin soruları karşısında

Gündüzü kaybetmenin hummalı telaşı içinde
Sayfalar dolusu şiirler yazarlardı şairler
Oysa bilselerdi asıl karanlıktadır hüner
Oturur siyahın tahtında ıstırap emzirirlerdi
İdrakin verdiği doyulmaz hazzı terennüm ederek
İzanınca sırra vakıf imgeler döktürürler
Mürekkeplerine bulaştırmazlardı gündüzün kesavetini
Bilselerdi güneş nice sihri bozan bir sarraf
İnceden ayar çekip hazinelerine çekilirlerdi ziyadan
Ve bir mumun ilhamında mecazlar bestelerlerdi

Yağmur/bulutların hüznünün ifşası
Gece/fikrin insandaki inşası

VII,BAB/Gecenin Matemi

Öyle veya böyle şekillenirdi yaşam
Ölüme simetri ömür rivayetinde
/ki biz pek bilirdik üryan fikirlerimizle kibirlenmeyi/
Koca koca adamlar/kocaman yalanlarla gezerlerdi
Şaşırırdık çocuk gözlerimizle masumane sorardık/neden
Asrın gözlerindeki pembelik miydi saflığı zedeleyen
Yoksa ben demenin dayanılmaz cazibesi mi
Ayarsız bir düzenin sahte peygamberleri
Koca koca adamlar hâlâ yalan söylüyorlar
Üç maymun oynuyorlar
Dünya adaletsizlikle himaye edilirken
Münzevi çığlık/sakit hayal/çiğnenmiş gül
Alın beni/yakalayın ömrümü

Ben büyüdüm/koca koca adamlardan mı oldum

Alında çizgiler sert poyrazlar gibi vurur/devirir
O vakit çanlar çalar/piyanolar delirir
Mozart/veya Beethoven/veya Çaykovski
O vakit cümle alem yaşlanmak denen hikayeyi anlar
Hizaya gelir insan/tütsülendikçe kemale erer
Zamanın büyüleyen dumanları arasında
Doğar bir vakıa ki pek elzem bir yanıştır
İnsan mananın arşına anbean yükseldikçe
Oradan zengin yoksullukları belirir/çıkarsız
Günahsız/tövbekâr nedimelerin ayak izleri

Mağaramda yangın var/ateş dudaklarımı sarmış
Karanlık nokta nokta kuşatmış sokakları
Yağmurun kokusu titreyen saniyelerde/umarsız
Pişekârı gönlümün ortaoyunundaki yabancı kaldırımlar
Oradan geçen bir gönül yelkenlisine merhaba demeyi
Uzaklardan seslenen köhne evlerin dermansızlığını
Bir sokak çocuğunun gözlerindeki yaşı/düşünüp
En harika sofralarında kederler beslemek demeyi
Öğrendim/yaşadıkça geceyi ve matemini sevmeyi

Halbuki zifirden nur doğurmak hüneri içimizde
Tarih bize neler neler anlatır kendi lisanınca
Düşünmek zamanını yakaladığımızda/işte o an
Bir nazlı güneş gibi iklimimize doğan
Cennet ve cehennem ne varsa hepsi biz
Yeter ki bilelim sevgiyi/nazarlar donmasın
Yeter ki insan olalım/çocuklar ölmesin
Diyerek seneler tüketti bu fakir

Gece/elbet matem/çünkü hüzünlü
Gece/elbet matem/çünkü vebalde
Türküler söyler rüzgâr
Ölümden anar baykuş
Maziden gelir çığlık
Tükenir insan
Sabahlar dolaşır dilde

Gece elbet matem
Ne var ki umut
Taşır yarınların beklentisini
Gece elbet matem
Ne var ki aşk
Yırtar nefislerin perdesini

Bütün elvedada sevgililer ki bembeyaz uzanmış gece

Tüm sualler suskun/karanlığın kapıları önünde
Yağmur yağıyor/sefilliğim akıyor
Tüm cevaplar ıslak
Işıklar ötelerde/ta ötelerde kalsın
Gökyüzü ritimli/aslımı esir alsın
Yıldızlar sokulgan/günahlarım sıkılgan
Uzaklardan bir keman
Haykırışı kalbin
Uyanışı fikrin
Ahengine kapılıp renklerine dalayım

Sarhoşluksa en fecisini yaşamaktayım

Ey ebedi zarafet buhranlarımın cömert sultanı
Ey ömrümü bağışladığım büyük vakıa
Çık gel yokluğumun simli aynasından
Aşka veda/seninle meşke geldim
Kur beyaz sofranı çağır geçmişin şairlerini
Öbür yanda güzel sesle şarkılar söylensin
Ruhum yansın/ruhum eğlensin/ruhum dinlensin
Kimseler duymasın/kimsecikler bilmesin
Mahrum etme beni gözyaşlarımdan
Ki pek de sahicidir/bu alemde benden arda kalan

Gece bir yâr gibi omzuma yaslanmış
Ben bir yâr gibi saçlarını okşarım
Busesinden ateşli saatler yayılır bedenime bütün
Humma içinde seyrederim dev hayalini
Zamandan münezzeh yolculuğa başlarım

Ey sufli rüya hakikate kıyam et
Ya gönlü çelmeleme ya cananı murat et

Ben geceyle baş başa mananın miracında
Her sabah sönüyor/her akşam açıyorum

Gecenin mateminde kendimden kaçıyorum

Gecenin mateminde ruhumla buluşuyorum

Nisan 2009

İrfan Karapınar
Kayıt Tarihi : 2.4.2009 21:31:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bu uzun şiir için öncelikle okumakta zorlananlar için özür dilerim.Aylardır süren bir birikimin sonucu doğdu; epey mesai harcandı. Gece bazen bir başlangıç,bazen yaşanan an,bazen de bir netice...Gündüzde bulamadıklarımız hep gecede gizli.O yüzden karanlık yüzünün ardında insanı kendine çekip sürükleyen bir karadelik gizli. İşte ben o karadelikte yolculuk yaptım.Düşündüreni kaleme almaya çalıştım...Her bir mısraına işledim dünü,bugünü,geleceği... Gece bana rüyayı,maziyi,aşkı,ürpertiyi,matemi... getirdi,ben de nacizane size sundum...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Sait Acıkgoz
    Sait Acıkgoz

    Emek verilmiş yaşama bakışın, yaşananların yaşanacakların tümü şiire girivermiş. Kurgusuyla da divan ve serbest şiirin uyaklı ama ölçüsüz şiirin ilginç ve hoş arayışı. dizeler ise ustanın kaleminden bilgi ve birikiminden oluşunca şiir ufkumuza meyveler olarak sunuluyor. İçimiz tatlanıyor. Kimi zaman bu ustalık söyleyişie ritim ve ahen katan ses musikisi denecek aliterasyonlar ve vokabiler özellikler ziynetlendirip şiirin olmazsa olmazı ustaca veriliyor:
    'Ben aşkımı emzireyim yâr siyaha yayılsın/
    Zar atayım kahinlere sorayım maskemde arayayım ' dizeleri bunlardan sadece ikisi. Tebriklerim Emeğine ve şiirine.

    Cevap Yaz
  • Cevat Varlı
    Cevat Varlı

    BENİ AŞTI BU ŞİİR...........................!

    Cevap Yaz
  • Lemide Çakır
    Lemide Çakır

    Yüreğinize ve kaleminize sağlık efendim.

    Selam, saygı sunuyorum.

    Cevap Yaz
  • Rüstem Ahmet Gözübüyük
    Rüstem Ahmet Gözübüyük

    tebrikler usta

    Cevap Yaz
  • Duygu Duygu
    Duygu Duygu

    verdiğiniz emeğe,yüreğinize sağlık...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (24)

İrfan Karapınar