Bu gece yine ıssızım, ıssız sokaklarda
İçim karanlık boş, aydınlık kaldırımlarda
Geziniyorum öylesine kendimce
Gidilemeyen mahallelerin,
Gitmeyen otobüs duraklarında..
Bir ıslık karanlığa inat dudaklarımda
Bir damla gözyaşı ayrılıktan kalan
Yuvarlanamadan yapışmış kalmış yanaklarda
İlginç renkler, ilginç desenler kafamda
Boşluklar doldurulamayan, boşluklar hatıralarda
Bir sessiz adım daha atıyorum kendi içimde
Sokak gitmiyor bir yere beni bekliyor
Vedalardan kalmış kekremsi bir tat
Yalıyorum, bir tat yok dudaklarımda..
Derin derin kara kara siluetler gezmede
Siyahlar karışmada kırmızılara
Güne daha çok var, çok ıssızım bu gece
Kıvranıp duruyor vücutlar ihtilaçlarda.
Bir siren sesi bölüyor uzaklardan geceyi
Bir hastaya şifa olabilir miyiz endişesi
Dolduruveriyor kulaklardan gönülleri
Derin mırıltılarda saklı Biga geceleri...
Hayatlar, renklere gebe hayatlar
O kadar yakın ki uzak sandığımız uzaklar
Bir ani dönüşle çıkıverirsin köşeden
Uzaklarda saklı tuzaklar, seni kucaklar
Sessiz değildir gece, dinle neler fısıldıyor
Bir bacadan diğerine baykuşlar uçuyor
Yağan yağmurun çisiltisini dinle kalbinle
Uzaktasın biliyorum ama kalbin benimle.
İnlemede Biga çayı, şelaleden dökülüşlere
Hasret dudaklar, aşkla, candan öpüşlere
Bir yıldırım düşüyor inim inim çöküşlere
Karabasanlar uğruyor geceleri düşlere
Yaşamak istiyor hasta yatakları
Karanlıkta sesleri arıyor kulakları
Belki bir hap, belki bir şurupta umut
Yolculuk kısaldı açmalı ayakları
Daha gidilecek çok yer var, görülecek çok şeyler
Zaman azaldı biliyorum, yetişmeye çalışmalı
Tüm renkleri görmeli tüm tatları tatmalı
Arkanı dönüp giderken, şükretmeyi unutmamalı.
Bir defa boyandı renkler sana, göresin diye
Bir defa çalındı tüm sesler, hepsini işitmeli
Bir defa pişirildi tüm tatlar, çalıştırmalı dili
Bir defa geldin dünyaya, giderken mutlu dönmeli
Geceler, ah kahve kokulu geceler
Eski sevgililerin isimleri heceler
Işıklar söner kararırken pencereler
Sayfa eklemeli mutlu olsun günceler.
Ekmek kadayıfı gibi tatmalı hayatı
Üstüne manzaralardan kaymaklar koymalı
Rüyalarla süslemeli sunduğun tabakları
Tüm sevdiklerini şerbetine katmalı
Her yudumundan keyifler al bu hayat senin
Her anını dolu dolu yaşa, geri gelmeyeceksin
Tüm sözcüklerin boğazında kalacak
İnan son sözlerini hiç söyleyemeyeceksin..
Bir gece düş kaldırımlara ötesine boş ver
Yürü bacakların izin verdiğince kendine
Deniz kenarında olduğunu düşün sevdiğinle
Bir şiir duy yüreğinde ona oku kendince
Atlayıversek denize geçsek karşıya
Birkaç kulaçta ulaşsak Avşa'ya
İki sevdalı yürek çarpsak yan yana
Olmaz deme sevgilim olur, hayal bu ya..
Sonra dönsek el ele kente geriye
Bir sevda yüküyle girsek içeriye
Sevinse için için Biga bizi gördüğüne
Martılar hoş geldin dese koca köprüde
Dedim ya hayal bu, hayallenmeler
Sanki sanki deyip eskiye dönmeler
Bir anlamsız anlamda ikiye bölünmeler
Ve sebepsiz gelen ani ölümler..
Aşklar böyle ölürmüş bilmezdim öğrendim
Sevdalandığın seninle olmazmış öğrendim
Sen severmişsin o sevmezmiş öğrendim.
Bu dünyada kimse tamam değilmiş öğrendim.
Kayıt Tarihi : 15.2.2011 14:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
© HÜSEYİN BAŞAOĞLU 15 Şubat 2011 Salı Biga saat 14.35... http://www.flickr.com/photos/huseyinbasaoglu/5252575647/ adresindeki fotoğrafla bütündür.
TÜM YORUMLAR (2)