frambuaz kokulu kadının eteklerine yapışan gecenin ışıltılarına kapılan kırmızı çiçeği koparıp kokladım
savruk adımlarımı atarken kaldırım taşlarının nemli yalnızlığında
usulca sokuldu yanıma hafif işveli
baştan çıkarıcı
geceyi sürmüş gözlerine
-gece sürmeli-
bilir işini hanende
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik



