Yalçın bir kaya gibiyse etin,
nemi tuzlu poyraz inat etse de yosun tutmaz bakışların...
Martı çığlığıyla savuşturuyorsan gün batımını,
bir sabah bir kayık yanaşır,ipini atası gelir.
O ip ki,
ılık bir nefes gibi dolanır gönlüne.
Dipsiz bir deniz gibi simsiyahsa saçların,
ve öylece tertemiz.
Yolunu kaybetmiş bir kelebek henüz karışmamışsa tellerine,
savurmamışsan durduk yere,
gümüş balıklarıyla yüzmelisin,
denizkızı gibi parlaman için.
İstiridyenin kucağında ki bir inci gibi saklıyorsan ellerini,
ve o eller henüz öpülmemişse,
tadını bilmiyorsa dudaklar,
bir gülün dikeni henüz batmamışsa sevinçle,
kederli bir yüze yastık olmamışlarsa eğer,
köpük köpük alkış tutmalısın hayata.
Yüzünde ki çizgiler gözyaşlarına yol olmadan....
Ulaş ÖzkulKayıt Tarihi : 16.3.2009 09:57:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ulaş Özkul](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/03/16/gecenin-koru.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!