“Gel” diyorum. Ne olursun gel! …
Yüreğim, düşüncelerim,bedenim “gel” diyor. Nerdesin?
Ne kadar sıcak bunalıyorum. Havanın sıcaklığına yüreğimin ateşide karışıyor. Tenim yanıyor,içtiğm buzlu su dolu bardağin içine uzanıyor parmaklarım. Oh! ne kadar soğuk. Kuruyan dudaklarıma sürüyorum soğuyan parmaklarımı. Yüzüme damlıyor parmak uçlarımdan damlacıklar. önce direniyor sonra çaresiz insanlar gibi süzülerek iniyorlar boynumdan aşağı.
Gece yarısı…bedenimdeki, beynimdeki binlerce hücre “gel” diyor. Gözlerimi kapatıyorum sevdiğim,
Nerdesin?
Bütün ışıkları söndürdüm. Gecenin karanlığında Ay bana gülümsüyor. Pencereleri açtım esintiyle gelesin diye. Uçuşan perdenin hüzünlü melodisini dinliyorum. Uzandım uzandığın koltuğa dayanılmaz bir SIKINTI kapladı içimi, sarıp sarmaladı beni. Senin sarıp sarmalamanı istediğim gibi. Yattığım yerden uçuşan perdenin ardından görebiliyorum geceyi aydınlatan Ay’ı sarılıp sana göstermek isterdim gördüklerimi ve düsşlediklerimi…Neden yanımda değilsin sanki, neden?
Nerdesin?
Gözüm telefona takılıyor bir an “haydi ara “ diyor yüreğim. ‘ara’ n’olursun! “Geç oldu ama geliyorum “ de. Yüreğimde kopsun fırtınalar. Seni bekliyorum, direniyor göz kapaklarım sensiz uykulara. Dalıp dalıp uyanıyorum. Uzun uzun çalıyor telefon,açıyorum ‘sensin” diye. Hiç tanımadığım bir ses alo diyor. Kanatları kırılıp düşüyor umut kuşlarımın bir bir yere. Telefonu kapatıyorum,fişini çekeceğim ama ya ararsan…sonra bir kaç kez daha aynı umutsuzluğu yaşıyorum. Artık yeter! Telefonu açık bırakıyorum, ararsan da ara…Aramanı değil, gelmeni istiyorum sevdiğim. Gelmeni…beni istemeni ve gelmeni.
Gözlerimi kapatıyorum yeniden. Gecenin yarısı…zil çalıyor uzun uzun kalkıp yerimden açık pencereden perdenin arkasından bakıyorum.
Kapıda sen…
Sen geldin!
Yüreğimin sesini mi duydun, sessiz çağrılarımı mı yoksa? Kapı ardında dışarda bıraktın yalnızlığımı. Usul usul parmak uçlarında çıktın merdivenleri soluğunu tutarak. Soluğumu tutarak açtım kapıyı. Ay ışığı gibi sarmaladın beni. Şaşkın ama sevgiyle sarıldım sana. Sen de öyle mi? Ayrımında değilim. Uzun uzun öptün, uzun uzun öptüm. Omuzuna yasladım başımı sıkıca sardım kollarımı boynuna. Neden geldin? …Sormadım sevdiğim, sormadım…
Sonra
Uzandığım koltuğa uzandın, başını koydun baş koyduğum yastığa…Oturdum başucunda seni izledim. Mutlu bir anlatım vardı yüzünde.Avuçlarımın arasına aldım yüzünü parmaklarımla taradım, okşadım saçlarını. Uzun süredir okşanmayı bekleyen bir çocuğun teslimiyetiyle hüzünlü bakıyordu gözlerin. Gözlerini kapattın.
Sana dokunuyorum,her karene…
Sana dokunuşlarımda,
Parmak uçlarımda duyumsuyor musun sevgimi?
Duyumsuyor musun sevdiğim?
Başımı göğsüne koyuyorum kalp atışların karışıyor yüreğimin sesine. Dudaklarını…burnunun ucunu öpüyorum. Çeneni… alnnını…boynunu… sen de öpüyorsun, sen de. Seni özlüyorum. Ya sen? Sen de özlüyor musun?
Düşlerimi, özlemlerimi paylaşıyorum seninle. Düşlerini özlemlerini paylaşıyorsun benimle. Bütünleşiyoruz. Beş-on dakika kestireyim’ diyorsun. Seni izliyorum,yorgun bedenin ve zihninle huzur buluyorsun kollarımda. Hep okşuyorum,öpüp kokluyorum seni,ne güzel uyuyorsun. Tenim teninde sığınıyorsun sevgime. Sığınıyorum sevgine…Mutlusun biliyorum,mutlusun benimle. Soluk almadan yatıyorum yanında. Korkuyorum zamanın su gibi akip gitmesinden sevdiğim,
Sen geldin!
Gecenin bir yarısı…
“Gel” demeden geldiğin gibi,
“Git “ demeden gittin.
Gecenin kalan yarısında……
Leyla IŞIK
20 Temmuz 1998
Kayıt Tarihi : 28.3.2005 07:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sen geldin!
Gecenin bir yarısı…
“Gel” demeden geldiğin gibi,
“Git “ demeden gittin.
Gecenin kalan yarısında……
başka söze gerek yok...
ayakta alkışlıyorum yüreğinizi....
selam ve saygılarımla...
saygı ve muhabbet ile.. zafer yazıcı
TÜM YORUMLAR (4)