Yalanlarını astım gecenin tavanından aşağıya,
Kan damladı, kal damladı yıldızların bakışından.
Üşüdü gece, sımsıkı sarıldı karanlığa.
Kızdı, çattı altın rengi kaşlarını ve yağmurlarını yağdırdı karanlığın.
Yaklaştım, bir buse yapıştırdım gecenin yaşlarına.
Hüzün doldu kalbi, koyu gecenin,
Yer inledi, yar dinledi, gece sustu, siyaha küstü.
Titredi gecenin elleri, denizler köpürdü, yıldızlar düştü ayaküstü.
Yumuşak bir tebessümü koptu ince damlalarından,
Sırılsıklam oldu her yer, gecenin güneşini kaldırdım ellerimle...
Herşeyi bulaştırdım gecenin kayboluşuna,
Ellerimi devirdim gecenin bileklerine, yıldızlar kaydı, ay kaldı.
Hissettim karanlığa dolanan siyahın kalp atışlarını,
Durdu ve gülümsedi gece gözleriyle...
Keskin bakışlarıyla yırttı gecenin tavanını,
Ay düştü, düşler düştü, gece bir düştü ve bir kez daha düştü.
Gece, uykuya yattı, gündüz uyandı.
Güneşi çektim alacakaranlığın perdelerine,
Dilini ısırdı afilli gece ve sustu.
Güneş uyandı, gecenin kalbi yine yandı.
Bekledi, bekledi, saatler geceyi vurunca karanlığını ekledi.
Kayıt Tarihi : 12.9.2012 12:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!