Kırılganlık yeleğini örmüş
daha biz doğmadan sırtımıza annemiz
Duygusallık yazması bağlanmış
kadınlarımızın boynuna çaresiz
En çok içimizi acıtan ,
sevdiklerinizin bizi görmezden gelip,
sırtını dönüp gitmesi değil midir sessiz sessiz
Sırlarımızı saklasak da bir mısır mabedinde
Tanrı Horusun gözüne
Çölde ki tüm kum taneleri bulmak için
harekete geçer erinde gecinde
Nedense sevmesini hiç beceremeyiz
Ya geç kalır,yada erken geliriz
Zamanlamayı tuttursak bile
sevgimizi triplere , kıskançlıklara,
kayıtsızlığa kurban ederiz
piramidin penceresine yazılan
yazıtlarda çözülmeyi bekleyen
sırlar değiliz
Nihayetinde etten ve kemikteniz hepimiz
Yüreğinin sesini dinlemeyip,
Mısır tanrılar mahkemesinde yargılanmayı hakedenlerdeniz
Kaçımız hayatında birşeyleri degistirebilme cesareti gosterebiliriz?
Çoğumuz korkularımıza boyun eğeriz
Ayağımıza bağlanmış taşlara rağmen
koşmayı dener en cesaretlimiz
Göğüs kafesimize yüklenmiş yaşam programımda yazmıyorsa hayallerimiz
Nil'in serin sularını bekleyen
kavruk topraklar gibi
her gün boşuna bekleriz.
Mehmet Ali Ortakcı
Kayıt Tarihi : 1.7.2024 14:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!