Ve karanlık doğruluyor, hırçın bir çalar saat gibi
uyandırıyor düşlerimi. Meçhullerde yırtık bir gemi
nefesi… Öksüz şiirler hazin bir sonbaharın izinde..
Ne zaman kendime geldiysem sersem geceler hep
yolumu kesti. Sabahları bekledim anne. Sabahlar
ki eski bir şarkı gibi güzeldirler. Onlar ne kadar
yeşil gözlerle bakarlar değil mi? Ama gece tabut
gibi hüzünlü... Kalbimde bir fırtına sesi.. Dışarda dut
ağacı benim gibi yalnız.. Ah bir alışabilseydim
siyah martılara… O zaman ellerimden tutardı anılar,
sığınırdım bir kaya oyuğuna, tüm gözyaşlarımı
bir kedinin gülüşüne adardım. Geceler neden,
neden böyle gaddar? Gizemli şâirler neden erken
öldü böyle? ”Bir sükût-ı belig ü hüzn-i fasih.” Ah
bu deli yıldızlar çok uzak olmasaydı belki de ben
kendimi denizler kadar özgür hissederdim ama
dertliyim ve üstüme sağanak bir gece yağıyor. Al
uçur bu kör karanlıkları gözlerimden… Yağmurlar
düşüyor kalbime, siyah bir çayırda yapayalnızım,
yürüyorum; ses yok, ışık yok, kimse yok... Ansızın
korkunç bir korsan kılıcını üstüme çekiyor, ben hep
kaçıyorum, kovalıyor bilincimi.. Ah kötüler beni
sevemez ki anne! Ne olursun bırakma beni... Bu
geceler neden hep ölüm doğuruyor? Oysa anılar
yüzerken derinlerde çocukluğum depreşir, esrik
bir kadeh olur gençliğim, aklıma gelir yüzleri
özlediklerimin… O ürkek serçeler nerede anne?
Kayıt Tarihi : 4.6.2023 22:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir kaç güvercin havalanır
Özgürlüğüne...
TÜM YORUMLAR (1)