Neden uzundur böyle geceler? Neden hüzün doludur? Neden duyularım, duygularım şahlanır gecenin bir yarısında?
Çekildi mi eller ayaklar birer birer ortadan, dizgine vuramadığım düşünceler koşuşturmaya başlar beynimde... Dünyanın bütün acıları, kederleri benim olur... Sorgular dururum kendimi, insanları, olayları, geçmişi, geleceği...
Canlanır gözümün önünde dayak yiyen, tecavüze uğrayan, öldürülen kadınlar, çocuklar, rengi, ırkı, tercihleri, farklı oluşu, statüsü, inanışı ya da inaçsızlığı nedeniyle dışlanan, ötekileştirilen insanlar, savaşlar ve tüm bunlara neden olanlar... Daralır yüreğim düşündükçe...
Yeryüzünde bu kadar haksızlık, işkence, cinayet ve ölüm kol gezerken uyku haram olur bana... Ve yanarım çaresizliğime, utanırım insan olmaktan...
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman