Zaman bir su misali akıp geçiyor dostum,
Bu yaşta eleğimi bende duvara astım.
Biliyorum zamanın durmaya niyeti yok,
Belimdeki ağrıdan kimsenin haberi yok.
Gücüm yetmiyor artık direneyim zamana.
İnliyorum sızıdan diyemiyorum sana,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Avuçlarım soğudu eski ıssı kalmadı bende,
Sararan yapraklar gibi savruluyorum yerde.
Zaman geçerken anladım çırpınışım çaresiz,
Bir kelebek gibi gönlüm uçuyor bak çaresiz.
Beden yaşlansada gönül bir kelebek misali uçmak istiyor, Ama nafile... Bedenin çöküntüsü duvar örüyor gönülün önüne ve hapsediyor özgürce uçma isteğindeki bu kelebeği....
Şiirinizi okuyunca babam canlandı gözönümde.
Hala beyni alabildiğine enerjik.
Ama bedeb izin vermiyor aktivitesine ve bu çaresizlik yiyip bitiriyor onu...
Hüzünlü ama gerçekçi bir şiir Kutluyorum Şehmus bey.
zaman ama değeriyle yaşanmış zamanlar, işte o zaman geriye dönüp baktığımızda alacağımız ödül herşeye bedel... tebrikler Şehmus bey...
Akıcı anlatımla kucaklaşan dizelerde insan kendini buluyor.Tam puan değer olmaz ama...
Onun içindir ki bize sunulan şu sınırlu zamanı,gerektiği gibi kullanabilsek ya; Malesef yıllar uçup giderken farketmiyoruz bile.Az hisli fakat gerçek bu.Tebrikler.
Gözlerim ufuklarda dalgın gezerken her an,
Akşam hayallere dalar yüreğim birde zaman.
Geçmişe bir özlemdir bu sessiz haykırışım,
Zor da olsa zamandan kaçmıyor bakışlarım.
Ne çare ki zamanı durdurmak mümkün değil,
Sıkıntıyla yoğrulan yaşamlar yaşam değil.
Uzaklardan gelecek bir müjdeyle sevinmem,
Yılları birer saydım ben zamanla alay etmem.
Bundan böyle de güneş doğacak her gün gibi,
İçimde olan sevgim tükenmez kalır gül gibi.
Kahkahalarım şimdi tebessümlere dönüşmüş,
Yüz hatlarım geçen zamanın peşine düşmüş.
tebrikler.
Ne çare ki zamanı durdurmak mümkün değil,
Sıkıntıyla yoğrulan yaşamlar yaşam değil.
Uzaklardan gelecek bir müjdeyle sevinmem,
Yılları birer saydım ben zamanla alay etmem.
.....................................................
geçiyorrr yıllar..Ama sorgulama sorgulama..hiç geçmiyor bitmiyor..Güzel dizeler için Kutlarım Şair yüreği..
Bundan böyle de güneş doğacak her gün gibi,
İçimde olan sevgim tükenmez kalır gül gibi.
Kahkahalarım şimdi tebessümlere dönüşmüş,
Yüz hatlarım geçen zamanın peşine düşmüş.
...o sevgi hiç bitmesin sevgi bitince bizlerde biteriz...yüreğinizi kutluyorum
Gözlerim ufuklarda dalgın gezerken her an,
Akşam hayallere dalar yüreğim birde zaman.
Geçmişe bir özlemdir bu sessiz haykırışım,
Zor da olsa zamandan kaçmıyor bakışlarım.
Cok guzel bir siirdi kutluyorum,yureginize saglik
Avuçlarım soğudu eski ıssı kalmadı bende,
Sararan yapraklar gibi savruluyorum yerde.
Zaman geçerken anladım çırpınışım çaresiz,
Bir kelebek gibi gönlüm uçuyor bak çaresiz.
İNŞALLAH DAHA UZUN ÖMÜRLÜ OLURSUNUZ... O SIM SICAKYÜREĞİNİZE BAHARIN RENGA RENK GÜLLERİ GİBİ AÇILSIN DİCLE NEHRİ GİBİ AKTIĞI GİBİ BERRAK DAİM OLSUN.SAYGILAR EFENDİM AHMET DAĞ
Yüz hatları geçen zamanın peşine düşse de nafile üstadım.Gideni geri getirebilmek mümkün mü ki.Kaleminize tebriklerimi gönderiyorum.
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta