yaşamımdaki tüm yol ayrımları, senin içinden geçti.
ve...sayısız sen geçti, kalbimin içinden
binbir çeşit sensizlik dokunurken ellerime
sabahsız geceler geçti. gözlerimden
zaman geçti ömür çemberimden
gönlüm geçmedi seni beklemekten
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
yaşamımdaki tüm yol ayrımları,senin içinden geçti.ve..sayısız sen geçti,kalbimin içinden binbir çeşit sensizlik dokunurken ellerime sabahsız geceler geçti,gözlerimden zaman geçti ömür penceresinden gönküm geçmedi seni beklemekten.Aşkın ..yıllara uzanan tarifi bu.. çok güzel şiir okudum,tebrikler,saygılarımla Sayın Deniz.+10
Nabız atışlarının tuttuğu her ritm hatırlatıyorsa, gitmemiştir 'Sen', halen... Tebrikler.
kısa ve öz aşkı beklentileri güzel anlatmışsınız tebrikler
Güzel bir şiir okudum kutluyorum Şair Bacım...
.........
sabahsız geceler geçti. gözlerimden
zaman geçti ömür çemberimden
gönlüm geçmedi seni beklemekten
diyorsunuz şair bacım.... ben de;
Sarı solgun bir kaç yaprak
Dal ile vedalaşmaktadırlar hıçkırarak
Ha rüzgar, ha havanın soğukluğu
Kim bilir belki göçmen kuşların yokluğu
Belki kırlangıçların bıraktığı güzyaşı
Belki de kuru ayazın çatık kaşı
Sen Ankara'nın geniş bulvarlarında bensiz
Ben yokluğunun kollarında sensiz
Şu hüzünlü çınar gibi çıplağım çıplak
Sözlerin kırbaç, şiirlerin yanağıma şaplak
Sevdamızın şahidi, bir yaralı yürek
Köşeden pencerene bakıyormuş hüzünlenerek
Ankara Jüpiter de tenha bir köşe,
Hayallerinin, sarayını keyfince döşe
Desem de olmuyor, yetmiyor hayaller düşler
Mutluluktan sanılıyor, dudağımdaki acı gülüşler
Bir gül ve bir diken görür yüreğime bakanlar
Anlayamaz acımı, ardında enkaz bırakanlar
Kalacak, Dedeoğlu Yağmur'dan geçen_geçmeyen
Mutlu olsun, bana mezar, deşen_deşmeyen.
Gediz, 17.11.08 DEDEOĞLU Y
yine sen kaldın yalnızlığım, yine sen... bazen yolayrımlarında belli kadim dostları irdelemeden, aşka âşık olarak yürümek... güzeldir... selam ve saygılarımla.
Bu ne sevgi ah diyesim geldi şanslı kişiymiş beklenen İnşallah bekletmez. Yüreğine sağlık.
Sevgilerimle
MEHMET ALİ ŞAHİN
herşey geçti ömürden
bir şekilde sen kaldın..
güzel şiirinizin hissiyatıyla..baki selamlar..
BİR ÖMÜR GEÇTİ SEN SIZISI GEÇMEDİ YÜREĞİMDEN.... MÜKEMMEL KUTLARIM...H.CİHAN
Akşam olur sabah olur...
Gün günü kovalar durur, koşturur.
İnce sızı dem be dem içerimde olur.
Cızır-cızır közüyle yakar yıkar durur.
Unutulurmu...
Allah aşkına unutulurmu söyle.
Kapısında köle olarak kalır durur.
Saygılarımla.
Beklemeyi bilmek marifettir zor iştir. Güzel bir imgeye içten dokunmuş yürek. Yüreğinize sağlık diyorum
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta