Geceleri İstanbul'da Sevdim
Geceleri İstanbul ‘da sevdim
Topkapı sarayına sırdaş olan çinili duvarların sessiz bakışları
kadife kaftanın çintamani motifi örgüsüyle
kıtalar ötesine ulaşan gizli kalmış erişilmez ihtişamı
Güneşin tutulduğu beyaz atların kanat sesleri
Saray burnunda yüzüme gülen dalgaların maviliğiyle
suda yüzen aşk gemilerinin göz kamaştıran yansımaları
Uzaklaşmak istiyorum aslında bu şehirden!
Ruhundaki güzelliğiyle kayboluyorum,ölüyorum
yürüyorum yüreğimin götürdüğü yere
Gemilerin yansıması dağınık beynimi sabitliyor
sisli uçsuz bir kuyuya demir atmışcasına
“Dur”diyor Galata köprüsü”geçme üzerimden
benim yüküm bana yeter
geçeceksen sevdanla,huzur vereceksen geç
Sırat köprüsünden geçen günahsız kalbiyle”
Geceleri İstanbul ‘da sevdim
Saat akşamın dokuzunda kaosun yaşandığı Eminönünde
sirkeci garındaki son tren gözlerimden aktı gitti
kimbilir son sefer nezaman? nerede? kiminle?
“Abi buyrun”, diyerek evine ekmek götürecek
çaresiz doğulu genç balıkçılar,cd ciler ve işportacılar
turistler yorulmuşlar su içiyor nefesleniyor bir çeşme başında
fotoğraf çeken turistlerin yüzlerinde gülümseme
“Merhaba’lar,” Hoşgeldiniz “ diye seslenen tramvay
geçerken yanlarından selamlıyor onları
Sultanahmet köftecisinde bir dostla akşam sefası
üstüne Beyazıt da bir Türk kahvesi molası
üstelik üç vakte kadar bir sevdanın umulması
Geceleri İstanbul’da sevdim
Ay da Annemin yüzünü görüyorum
oyalı yazması dua eden kınalı parmaklarıyla
uçan halısında saadet düğümlerini atmış
Yusuf peygamberin ışığı yıdızlarda
Yedi tepeli şehirde içimdeki büyük yalnızlığıma
ortak olan kanatlarının altı gümüş rengi martılar
Ay yıldızlı alemlerin kan kırmızısı renginde
ne güzel farklı inançların,medeniyetlerin
birbirini sevgiyle,hoşgörüyle kucaklaması
Güzel yüzü aydınlığa dönük çocuklarımın
ellerinde Bayrağım; 23 nisan gibi temiz,
18 mart kadar zafer bayrağım
Gökle birleşmiş ilahi minarelerin asker nöbeti
çınarlaşmış ihtiyarın mezartaşındaki besmelesinde
içimdeki boşluğu dolduran ulu anaç kubbeler.
Geceleri İstanbul’ da sevdim
Gölgemde kaldı çocukluk gülüşlerim
Dönme dolabın kalbinde başı dönen hayatların
düş mü gerçek mi dedirten sessiz çığlıkları
Doğudan batıya geçerken geçmişimden vapurla
vefalı simitin yanında birde esmer çay
yeditepeli şehrin hüzünlü bakışı fakir soframda
Allahım Şükür,senden gelir ve sana döner bilirim
Geceleri İstanbul 'da sevdim
Avustralya Aborıgınal düşlerini,güneşindeki samimiyeti
arkadaşlıklarımın derin hatıralarını fotoğraflarda bıraktım
1999 da öğretmenlik memuriyetim gölgemle başladığında
Zeytinburnunda 6. katta deniz manzaralı apartmandaydım
Çapada hastalık yılları serumlar,ameliyatlar,dostlar,
Dualar dualar dualar…
yaptığım kağıt üzerine laviler ve İstanbul laleleri
çizdiğim güvercinler uçuyor uçuyor ve konuyor
Sultanahmet camisine dost Ayasofyaya
surlar, adalar,Kazlıçeşme tren istasyonu…
ah dili olsada konuşsa
Bakırköy de ilkbahar güllerim,çiçeklenmiş gönlüm
Kadıköy de cep telefonuma gelen mesajı gören
denizin derinliklerinde gezen bir peygamber balığı
Bu şehir anlamadan çok şeyler götürdü gündüzlerim
Geceleri İstanbul’ da sevdim
Yaşamımı aydınlatan ateş böceklerinin parlaklığında
yakamozların ışıl ışıl bakan güvenli dostluğu,
Ney sesinin huzur üfleyen semaya yücelten ilahi nefesi
Üsküdar dan Haydarpaşa ya oradan Ümraniye ye
Avcılar da sessiz kalmış bir sevdanın öyküsü
Kız kulesinde hala sevgilimin ayak izleri
Sultanımın elinde güzel kokulu bir reyhan
tuğrakeş oldum hançerlemekmi fermanın
nereye baksam duyarım altın tarihini konuşur bu şehir
ateş yanar,su akar,hava uçar..
fırçamla düşlerinin minyatürünü ebruli yaparım
Ben ki Mührü Süleymanı toprağa çizen ressamım
Gizemiyle kalbimi çalıp gönlüme taht kuran
bir zamanlar mesken şimdi yaren İstanbul dayım.
İstanbul,28 mart 2006
Reyhani AkanKayıt Tarihi : 6.4.2006 01:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (6)