Gecedir Soyutlar İnsanı Kalabalıklarında ...

Mustafa Yılmaz 4
765

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Gecedir Soyutlar İnsanı Kalabalıklarından Denem1

Metrolar boşalır, otobüsler taksiler seyrekleşir, yollar uykusuz gözlerle dolaşan insanların araçları ile çizgiler üzerinden sekmesidir…
Yalnızlaşır tabanlar yürümelerde…

Hayat yarı yarıya durgunlaşır… Gökyüzünde ay görüntüsü yalnızlık ışığı saçar…
Evler tenhalaşır, meydanlar boşalır ve yalnızlık kaplar vitrin önlerindeki cansız mankenlerin giysilerine yapışan gözlerde…
Ve
gece gündüze göre susar, dudaklar susar…
dualar açılır pencere dışlarına doğru…
Ve
şiirler ses verir milattan öncelerine kadar…
Ve
şiirler konuşur sayfalardan ses vererek yürekler dolar…
Yalnız insanlar çekilir kuytularım, mabedim dedikleri yorgan altlarına…
Gözler bir türlü kapanamaz geçmişin ardından geleceğin önüne…
Yalnızlık boy gösterir çatı altlarında…

Uyuyamayanların sesleridir bir kalpten bir kalbe hızla akan…
Gecedir adı…
Işıksız odalarda kısık ışıklar altında kelimeler dolaşır beyinlerde… Sevmeye sevilmeye, ayrılığa ve de mutsuzlukla acıya dahil…
Gecedir kalem uçlarından dökülen mürekkeplerle siren sesleri, hastane odaları, sararmış mektupların okunduğu diğer odalardır ki ahh, sesleri dolaşır kulaktan kulağa dilden dile…

Uzak tepelerdeki tek lambası yanan, direkler boy gösterir çatal çatal ışıklar çıkararak tan vaktini bekler…
Ve sevdalar deşilir ayrılıklara dahil olanlardan…
Ve
yalnızlardan ve ayrılanlardan…

Çocuklarını kollarında ısıtmaya çalışan analardan, yalnız yaşayan yaşlılardan, küçük çocukların ağlama seslerinden ve karanlıkları delercesine geçen ambulans seslerinden…
Uzaktan bir yerlerden ağıt uzanır mırıldanan dudaklardan…

Ve gece ay ışığı altında durgun akan su gibi uzar gider…

Sevdaya dahil mırıldanan bir çapraz ayaklı sarhoş dolaşır yıllara elindeki şişe ile meydan okurcasına… Biraz sonra bir kuytuya yuvarlanacağından bile bihaberdir…

Gecedir ses verircesine beyinde sesler uçuşturur…

Gecedir uçurtmalar uçurtulamaz…
Sadece yarasalar kanat çırpar, hiçbir yere çarpmazcasına…

Ve yalnız, çok yalnız insanlar, düşünce girdaplarında kalarak kesme taşlı yollarda dolaşır…

Ve gidenler giderler karanlıklara doğru…
Ve kalanlar kalır karanlıkların içinde…

Ayrı ayrı acılardır ve gecedir ben yalnızı saklar… Gecedir ben gibi yalnızları saklar…
Uykular düşer göz kapaklarına, zorlamasına açık tutulur gözler ve kuytusunda odanın tanıdık gözler aranır… Gecenin gizemli loşluğunda…
Bir ses, bir umut saklanır sabaha tana…
Unutulan rüyalar hatırlanmaya çalışılır…
Ve sesler özlenen ses arayışında kaybolur… Yalnızlığın gizemi aydınlığa uzanır…
Yokluklar…
Yok olan ümitler…
Yok olan sevgili sesi özlenir…
Darlık geniş zamanlara uzanır… Ve gecedir adı… Hayat en yavaş ritmine ulaşır, bu anlık yaşamda…

Geceye ortaktırlar yalnızlar…

Ben sana ne yaptım diye en çaresiz ses uzanır geceye… Sevgiliye… Eşe…
Bu yalnızlık ritmiyle…
Ve
zarlıktır belki de gecenin adı… Hayat geceleri de zar zor yaşanır…

Bir elinde simidinin bir ucunu çaybardağındaki çaya batırmaya uğraşan bir can vardır, gizemli hayatının ardında kalarak, ışıkları sarkan bir televizyonun kısık sesle ayrılığa dahil bir şarkıyı takip eden mırıldanan sesleriyle…

Yarım kalmış bir yaşam belki de beni duvardan duvara savuran anılar ve pişmanlıklar… Bedenimde kızarıklar çıkartıyor ve kabullenilemeyişin bedeli bedenle ödeniyordu…

Soruyorum kendi kendime…

Kaçıncı uykusuzluğum bu ve hangi haykırışın yansımadan geri gelmesi? Kendi sesine de kulaklarını tıkayamazsın ki…

Ey be can…
Hangisi yüreğinin içindeydi, içinde oldu da ne oldu, kaç gecenin sabahı uykusuz tutan gözlerini?
Şöyle gazeteni eline alıp da pervasızca okuyabildin, kaç kitap parağraflarında kendini aradın? Peki niye? İşte bu ikinci soru…
Yokluklarda daha da çok sevilirmiş insan…
Daha çok özlenirmiş…
Daha çok yanarmış içi, dinmeyesiye, sönmeyesiye…

Kaç sabah oldu bu acılarla, kaç gecenin üstüne yorgan örtebildik…
En çok acıtan da bu keşkesiz, keşkelerle de yanımda olsaydın diyemeyişimdi… Olsaydın tam bir keşke sözü. İstek neden ama isteğe düşeyim ki sabahları zor olan gecelerde yaşadığım acılar yetmedi mi ki dahası olsun…
Ve düşüncelerimden atamayışım sendin ki, acılar ard arda belimin tam üstünde yığınlarla duruyor…

Zor be ciğerim, geceleri acılarla yalnız yaşamak, hem de kalabalıklarımın arasında…

Bazen seversin birini…
Bazen çok seversin sevdiğini…
Bazen çok sevdiğini neden sevdim bu kadar ki dersin… Yumarsın gözlerini ilk anlara, tekrar yaşarsın ilk kareleri tek tek… Bazıları karanlıkta kalır bir karesi, bazılarının da tamamı fulleşir…
Hatırlamak için alnından terler süzülür şakaklarına doğru… Nedensiz sorular çıkar karşına ve ben bu gün pek iyi değilim dersin kendi kendine mırıldanarak… Toparlarsın kendini düşünce akışının ortalarına doğru…
Aniden bir gülümseme gelir oturur gözlerine… Mutlu olduğun andaki sözleri hatırlarsın, gülümsersin… Çok kısadır… Fırtına öncesi boğukluk, sessizlik kanatır bir yerlerden bir yerlerini…
Ne kadardır ki bu mutlu geçmiş, azlığıyla çırpınır durur içimizde…

Hayat bazen sevmeleri hediye eder insana, bazen de sevilmeleri, ama çok az anlardır ki ikisi bir anda yaşanır gülmeler için…

Unutamamazlıklardır beden köklerimizi çürümeye sürükleyen…
Her el sıkışma sevgide unutulamaz mührü verir avuç içlerimize sevgi sıcaklığı ile…
Ve
Her kayboluş sevgide unutamamazlığa fırtına estirir…
Şarkı sözleri gibi, ağıtlar şiiri gibi kavruk kelimeler yazdırır…
Ve sevmenin mührü yapışır dile…

Mustafa Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 23.1.2010 12:08:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Dinmez Er
    Dinmez Er

    Çok orijinal bulduğum bir şekilde öyküyü şiirle süsleyerek, felsefe ögeleriylede destekleyerek ve herşeyden önce emek vererek ortya koyduğunuz yapıt göz alıcıydı.Saygılarımla...Dinmez ER/Çeşme/

    Cevap Yaz
  • Canan Ereren
    Canan Ereren

    Harikulade, tebriklerim ve saygılarımla.

    Cevap Yaz
  • Menekşe Çizgi
    Menekşe Çizgi

    gecenin gözleriyle bakmak ufka.....kalabalık yalnızlığı yüklemek omuzlarına karanlığın....aslında zor değildi unutmak.....serde aşk ile dolu yürek olmasa.....geceye giydirilen bu yalnız senfoni acıtıyor kanatıyor lal olup düşüyor gözlerimden

    kutlarım mustafa abim......

    Cevap Yaz
  • Necla Argüz
    Necla Argüz

    GECEDİR ..İNSANIN BİR KENDİNLE..KALDIĞI...
    HER GECE AYRI BİR ŞÖLEN...KİMİNDE YALNIZLIK DİZ BOYU..KİMİNDE..HÜZÜN VAR SIRILSIKLAM GÖZLERLE..KİMİNDE SADECE DÜŞÜNÜRSÜN..BUGÜNÜ DEĞİL..HEP DÜNÜ...
    KİMİNDE NEŞELİSİNDİR BİR ÇOCUK GİBİ...
    KİMİSİ YAKAR GEÇER...KİMİNDE BAŞIN DUMANLI..BOVERRRR DERSİN...
    ANLATMAKLA BİTMEZ GECELER...
    KAÇ SABAHA UYKUSUZ....KAÇ SABAHA UMUTLU..KAÇ SABAHA..YENİDEN..HEP YENİDEN..HER GECENİN ARDINDAN..NASIL GEÇERSE GEÇSİN...YENİ BİR SENSİN...
    BUGÜN MUTLU..BUGÜN..SESSİZ...BUGÜN HEYECAN..
    BUGÜN BELKİ...BUGÜN BELKİ HİÇ GELMİYECEK ..GECENİN ARDINDAN...
    HERŞEYE RAĞMEN GECEYİ SEVİYORUM ..
    BU GECE GÖZÜMDE YAŞ..İÇİMDE HÜZÜN OLSADA

    Cevap Yaz
  • Murat Gınlik
    Murat Gınlik


    Hepimizi içine çeken hayatın kısır döngüsünden kendini kurtarıp farklı bir pencereden bakabilen ve bunu kelimelere dökerken es geçtiğimiz her duyguyu iliklerimize kadar hissettirebilen derin kaleme en içten tebriklerimi sunuyorum.Yüreğine sağlık abim...Sevgiler

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (8)

Mustafa Yılmaz 4