gecedir
durdum ortasında hüznün
yağmur mermi gibi iniyor sabrıma
bu dar havadan bıktım artık
yoluma mayın ekerek giden Aralık
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Nefis bir şiir okudum. Tebrikler
Gecedir
gecedir
durdum ortasında hüznün
yağmur mermi gibi iniyor sabrıma
bu dar havadan bıktım artık
yoluma mayın ekerek giden Aralık
yatmış pusuya
Ocak sapa kaldı
yamacından geçtim şubatın da
gecedir
yumruğum kendi avcuma
öylesine sürüldü ki yüreğim buzullara
öğrendim ateş yakmasını suda
o hırçın nehir
köprüleri yıkmış
bahar karsı kıyıda
gün olur bir şiir açar
gökyüzü büyür
tat gelir acıya.
Türkan İldeniz
Önce imgelere bakalım. Onları açıklayalım. Sonra şiirsel bir metinle, bir öykü bütünlüğü içinde olayı ve duyguları ortaya serelim.
Gece yazılan bir şiir değil bu. Bunun ispatı da mümkün değil. Gündüz de yazılmış olabilir. Fakat martta yazıldığı kesin…
Gecenin ortasında değildir şair. Gece, mutsuz günlerdir. Hüzün dolu günler… Üç ay öncesi kahredici bir ayrılık sonrasında ruha çöreklenen, kalbi sıkan… Havanın dar olması mümkün değil. Daraltan bir atmosferde ruhu daralan bir insanın sıkıntısını anlatış tarzı o.
Hava yağmurlu falan da olmayabilir üstelik. Çünkü yağmurdan kasıt gözyaşlarıdır. Çünkü mermi inmekte, sabrı zorlamaktadır.
Aralık, yola mayın ekerek gitmiş ve pusuda beklemekte… Aralık düşman… Aralık, ayrılığın başladığı zaman dilimi… Pusuda beklemekte… Öldürmeye kastetmiş. Belki bir yıl sonra yine karşısına çıkacak. Giden sevgili, en az bir yıl, belki de hiç gelmeyecek.
“Yumruğum, kendi avucuma…” “Kimseye etmem şikâyet, ağlarım ben halime…” Ne kadar kızarsa kızsın, karşısındakine olmazmış zararı. Suçu kabullenir, kendisini suçlar, kendi derdine yanarmış. Onun için yumruklamaktaymış avuçlarını.
“Öylesine sürüldü ki yüreğim buzullara!” Öylesine sevgisiz kalmış ki! Yüreği buz tutmuş.
“Öğrendim ateş yakmasını suda…” Su, gözyaşı… Ateş, ıstırap… Derdini, kederini, acısını ancak sessizce ağlayarak dışarıya çıkarmayı öğrenmiş. Ağlamasa, bu ıstırap ateşi, içinde kalacak ve onu yakacak!
“O hırçın nehir köprüleri yıkmış…” Bir öfke anında olmuş, ne olduysa. Ayrılık, aradaki bağlantıyı, iletişimi kesmiş.
“Bahar karşı kıyıda…” Yer İstanbul’sa, sevilen karşı yakadaysa, mutluluk onunla mümkün ve gönül oradadır. Orası güllük gülistanlıktır. Bahar oradadır. Yani karşı kıyıda… Sevgilinin olduğu yerde… Aradaki köprüyü yıkarak giden hırçın nehrin elinde birden havanın ısınıvermesi, ağaçların yapraklanması, çiçeklerin açması… Fakat köprüsüz kalmış. Ne gidebilir, ne gelmesini umabilir. Kesin dönmeme kararıyla gitmiş giden.
“Gün olur bir şiir açar…” Yine de Allah’tan umut kesilmez. Belki tekrar barışabilirler, kavuşabilirler.
“Gökyüzü büyür…” İşte o zaman içi açılır. Daralan ruhuna bir ferahlık gelir. Dünyası cennet olur.
“Tat gelir acıya…” Istırabı biter. Hayatı tatlanır. Eskisi gibi… Aralık öncesi…
Bir Kurban Bayramı öncesi… Her gününüzün bir bayram sevinci içinde geçmesi dileğiyle nice nice bayramlara…
Onur BİLGE
'şiir' çok şey anlatır,anlqamalıdır da...Gün gelir,'şiirler' bin çiçek açar,mutlandırır insanı,insanları...Kutluyorum şairimizi başarı,sağlık ve mutluluk dileklerimle.(MŞ).
Şiir güzel. Mevzu felsefi, yüklü de olsa gayet muhtasar. ’Gecedir’ varoluşsal kaygı ve çelişkiyi adeta ay ışığında yarınki günün beklenti, ’tat’ ve ümidinde yıkamış. Selamlarımla, kutlarım şair yüreğin endişeyi serinletebilen ender kalemini.
birkaç cümle ile çok şey anlatan bir şiir.kutluyorum sizi
Şiiri okurken içim acıdı..Bu kadar mı güzelll olur? ? ?
seni sevdim şiir, adın ne senin ?
öylesine sürüldü ki yüreğim buzullara
öğrendim ateş yakmasını suda
yüreğinize sağlık tebrikler
finaldeki mana daha vurgulu. genelde hoş bir şiir. acı bitermi bahar gelip çiçekler açınca.
Çok güzel...
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta