Gün,geceye ne zaman varsa
Bütün pusuları ile çöker üzerime
gecenin karanlığı
Sensizliğime direnirim her gece.
Harbin son neferi,
Ümidin son kalesi düştü düşecek içimde.
Bir bir vurulur bekleyişlerim
Bir serçenin ürkekliği içimin cephe hattında
üşür yalnızlıktan.
Başlar hunharca sağanak bir yağmur
Ardı sıra bir sel
Akıp doldurur içime sensizliği.
Sonrası bir fırtına
Kıyılarında boğulmaya
yeminli firari düşüncelerim
Sürükler beni derin kanyonlarla
karanlık sulara
Miğferi delen bir kurşun gibi
deler sağanak yağmur fırtınalı gövdemi
Sis düdükleri kulaklarımda acı acı öter
Su ile değil okyanus dolusu bir özlemle
dolan sol yanım ağır ağır batmaya başlar
Sonrasında Kuzey Buz Denizi'nde
bir Titanic daha batar içimin derinliklerine.
Kemiğime geçer karanlık,
Etimi keser çıpalar ve sessizlik.
Görmemiştir insanlık Nuh'tan
bu yana böyle tufan,
Görmemiştir kimse insanlık tarihinde
böyle bir harp.
İşte her gece böyle
batık bir enkaz,
Ölü bir deniz oluyorum
Sana uzak sabahların kıyılarına vuran ...
Kayıt Tarihi : 31.7.2022 22:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!