Siyah pelerinli gece;
Kelebek ömürlü düşleri içine çekti...
Uyuma eğilimli tüm çiçekler gecenin siyah pelerinini ,
En iyi yorgan bellediğinden beri;
Akşamsefaları , kumruların peşinden ağlamaklı...
Martılar uçmayı bilmez oldular; gece yolculuklarında..
Kök salmış tüm çınarlar dertlerin elenmiş toprağına; göçüp gittiler...
Ki
İzlerini silecek tarih acımasızca, satır aralıklarında eskimiş sahifelerin...
Halâ Azrail can alma derdinde, ya aldıkları?...
Her şeyden habersiz;
Sek sek oyununda mahallenin tüm çocukları...
"Onlar" da kalmış çocuklar,
"Onlar" ki sonun başlangıcı...
Ve çocukluklar ...
Çocukluklar bile; çocukça değil, zar atımlık!
Hep yek atıyorsan çocuk bile değilsin, dubara sonrası ne âlâ....
İşte yine yeniden,
Başa sarmış, bozuk plak sevmeler...
Siyah pelerinli , kimseye görünmeden beyazını kapmış ,
Çıplak masumiyet,
Çıplak masumiyet,
Masumiyet çıplak!...
Gelme sokağıma,
Geçme sokağımdan diyerek dilenen dilenciler var etrafta,
Ne tuhaf!
Ki sokakta, tarçın kokulu akşamları gizlerdi; Arnavut kaldırımları.
Simitçiler köşe başlarında, mavi yağlıboyalı simitçi yazıları, üç tekerlekli arabalarında...
Ve uzun simitçi çığırtkanlığı, günümüze değin süregelen;
Daima pamuk şekerciyi kaçırdı, yaşantımızdan...
Düşlerimizden, düşlerimizden...
Geceden gündüze düşlerimizden...
Kayıt Tarihi : 15.7.2022 22:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!