Gece Yolculukları Ve C.zarifoğlu Şiiri - ...

A. Esra Yalazan
198

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Hafif bir esintiyle melekler gibi salınan tüllerin kırlangıçlara ahenkli dansını seyrederken uyumuşum. Rüyamda kimbilir hangi kitaptan süzülüp bilincimin kıvrımlarına yerleşen “mavi rüzgâr çiçeklerini” görüyorum. Toprağın yaz yağmurlarıyla kabarıp kirazları buğulandırdığı bir ikindi vaktinde, gölün ortasında yüzen bir kameriyedeyim. Saf ipekten kâğıtlara mektup yazıyorum. Kime göndereceğimi bilmiyorum. Etrafta kimse yok. Çiçekler çıtırdayan yosun sessizliğine ışıldayarak eşlik ediyor. Eğilip bir tanesine dokunacak gibi olduğumda benden kaçar gibi uzaklaşıyorlar. Bunu yapmaktan yorulduğumda vahşi bir martı çığlığıyla ürpererek uyanıyorum.

Leyla, bu dünyaya gözünü açtığından beri birlikte yaşadığı ihtiyar “okuma tahtını” bana hediye etti. O günden beri üzerine uzanıp okurken bildiğim hayattan uzaklaşıyorum. Bazen okumaktan ölesiye sıkıldığımda ona basit hikâyeler anlatıyorum. O bir yazarla yaşamaya alışık olduğundan belki anlattıklarıma pek aldırmıyor, sükûnetle dinliyor sadece.

Geçenlerde ona dedim ki; hayatın başka hiçbir rahatlığa benzemeyen yatay bir hâli var. İçine “kocaman” bir ömrü, masalları, karmakarışık duyguları, sana artık büsbütün yabancı duranları, geçmişini, batıp çıktığın hülyaları, hatta müphem geleceğini sığdırabilirsin. Olgunlaşınca toprağa düşüp çatlayan narlar gibi dağıtırsın ortalığa biriktirdiğin ne var ne yoksa. Sonra bir gün ansızın yorulursun o genişlikten, savrulmalardan. Dönüp nicedir ihmal ettiğin ağrılarını kucaklamak istersin o vakit. Yazının, sevmenin, sabretmenin, beklemenin ketum damarına dönersin yine. Alışmak zehirlidir hem. Bazen insan sevdiği için değil alışkanlığın kör tutsaklığından vazgeçemediği için değiştiremez hayatını.

Sonra bir an gelir, sana ismini “gece yolculuklarının” şifasıyla bağışlayan özel bir günde, çoktandır dalıp gittiğin tozlu dalgınlığını henüz anlam veremediğin mucizevî bir işaret dağıtıverir.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta