Heyhat unutulduk
Siyah beyaz bir fotoğrafta eskidik
Zamanla eskidi yüzümüz
Yüzler üzülmez oldu yokluğumuzda
Gözyaşı dökecek kimse kalmadı ardımda
Tanıdığım herkesi uğurladım uzaklara
Ay tutulması rengi gibi
Sepya tonunda izliyorum gençliğimi film gibi
Pişmanlık yok iyi ki
Bir de o olsa katlanamazdık
Ya seninle olmasaydım
Ardında beni bırakan ruh eşim
Heyhat yaşlandık
Zaman hızla geçti
Ve biz bu muamma olan hayattan bir şey anlamadık
Zaman mı hızlı geçti biz mi yavaşız
Sanırım anladık ama geç oldu
Bazı şeylerin kıymetini
Zamana yenik düşmeyen değerleri
Mavi sisler doldu düşüncelere daldığım geceye
Bir atlı araba geldi huzurevinin bahçesine
Yüzü karanlıktı arabacının
Sisler arasında yalnızdım kapı açıldı
Merak ve dehşetle biraz da ilgiyle
Rüya görüyordum herhalde
“Yolumuz uzun gitmeliyiz artık” dedi
Yüzü kara peçeli, kara giyimli arabacı
“Nereye gidiyoruz” dedim duraksayarak
“Seni bekleyenlere” dedi bindim ve sürdü
Emin olamıyordum
Lakin sanki anlamıştım nereye gittiğimizi
Lacivert gece atmosferinde
Sisler arasında çıkıyorduk göğe doğru
Sonsuz mutluluk diye umuyordum yolculuğun sonunu
Yusuf Gürkan- 2014
Kuzguni SiyahKayıt Tarihi : 28.11.2018 00:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!