her taş yürümek istiyor, baksana
anımsamak istiyor kül, ateşin başlangıcını
yeşermek istiyor kan, gecenin kollarında
gülmek istiyor ölüler, baksana.
eşilmiş toprak, bulunmuş tohum, küf
kim anlatabilir ki hüznün mesafesini
ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
Devamını Oku
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
sırra erdim:sevgıyı ektım.saygıyı biçtim.kemale erdim:her kelimede ayrı bir yol çizdim.her şiirde ayrı bı güzellik keşfettim.dile geldim bülbül gibi şakıyan nice şiir dostlarına selam olsun.her kaleme alınmış yazınsal boyutta da olsa şiir şiirdir.
YALNIZLIK, AŞK VE ÖLÜM…
“Gece Tanıklığı” şiiri ile Günün Şairi” seçilen Sayın Salih Bolat’ı içtenlikle kutluyorum.
Duyguların ve algıların imgelerle bu derece yoğun anlatıldığı ender şiirlerden biri.
Gördüklerimizle ve olanlara insan bir bütündür. İnsan da tabiatın bir parçası gibidir. Onunladır ve onunla bütünleşmek zorundadır. Zaten tabiatla bütünleşemeyen hiçbir varlık kalıcı olmaz. Tabii kalıcılıktan kastımız da canlılık, yaşadığı hayat anlamında.
Cansız varlıklar bile içinde bulunduğu tabiata uyarken…
Taşı yürütür, aslını aratırız.
Külü yürütür, ateşi aratırız. Belki de ateşten öncesini de…
Kanı yürütür, aşkı ve varlığı aratırız. Ölüleri bile sevindirmek, gülümsetmek ve mutlu kılmak için…
Toprağa karışmış olmak, eskimiş ve küflenmiş olmak…
Hüzün ve ayrılık var ise mesafelerin ne önemi var? Ha bir metre, ha binlerce metre…
Dağın, adeta meydan okurcasına dimdik duruşunda, denizin ansızın çıldırmasında ve dalgalarıyla öfkesini köpürtmesinde bir sebep olmalı.
Yalnızlık…
Aşk…
Ölüm…
Kuş olsa soluğu geceyi deler.
Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun.
Kuşun soluğunu duyabilmek veya hissedebilmek güzel tebrikler
Gece, ölüm ve yalnızlık üçgeninde şiir deryasına ağını geren şair son derece başarılı bir çalışmaya imza atmış.'Gündüz' devinim halindeki bastırılmış kozmik heyulalar, 'gece' karanlığında depreşir tüm ağırlığıyla...Dört nala coşan deniz, dik ve kallavi duran dağ, gecenin küflü hüznüne ram olmuşcasına...Gecenin zemheri kederine ait gümrah sessizliği bir kuşun masum soluğu dağıtıyor.Evet şair: Gece, celladımsı bir tanıktır hüzne,kedere,sevdaya...
Hem şairi, hem de Seçici kurulu tebrik ederim.
Kül ve hüzün deyince içim kalkıyor.
İyi şiirde ise içimde güller açıyor.
Güzel yazmış hemşehrim.
Kalemine sağlık..
'hangi ocağın isine değse /
çöker avurtları harfle sevişenin /
tamama ermek içindir yokuşlar /
umut ışıkta tutuşan...
ve doruğun kuyudan farkı /
bir uçurum kadar.../
kül
güle böyle ah! /
gül, küle kaçar.../...' (N.Erlaçin)
Bügünkü seçimler için kurula teşekkürlerimle...
gecenin karanlığı günahları örter zannedenler yanılırlar bakanı not tutanı vardır tebrikler
Sur'un üfleneceği gün haktır ve hakikattır der gibiydi şiir...Her şey bu kadar olağanüstüyse eğer ....Zaman ahmakça ve akılsızca akan bir nehir niçin olsun ki...Zaman sadece şahit...Olağanüstü bunca şeyi göremeyen ahmakları kayda alan bir kameradır, zaman
Şiirden anladığım kadarıyla şiiri çok beğendiğimi söyleyebilirim üstat...
Düşünce zenginliği, anlam derinliği , farklı ve güçlü anlatım..her şey var..Kutlarım..
Şu birinci bölüm olmasa ikinci bölüm gerçekten de şiir gibi şiirmiş hani. ''dağ öyle durmuşsa bir bildiği olmalı, bir bildiği olmalı deniz çıldırmışsa..'' özellikle şu dizeler gerçekten şiir!
denizler çıldırmış olmalı...
çünkü denizler bu mevsim hep soğuk...
yüreğinize sağlık...
ölüm deniz gece...
çok anlamlı çokça da güzel...
kızıldağın çocuğundan....
Bu şiir ile ilgili 26 tane yorum bulunmakta