Beden terlemelerine yapışan gecenin nemiydi belki de avuçlarımı sıkıntıyla yapış yapış yapan…
Rastgele düşüncelerin bastığı, üstü örtüsüz cümlelerin art arda döküldüğü renk ayrımını gözetmeksizin farkında olmadan dudak kıpırtılarım ile acı dökülmeleriydi bunlar, sahipsizlikle peşi sıra düğümlenen…
Her düşüncenin ters veya zıt anlamı ile önüme serilen zaman ardı, geçmişin isteksiz mırıldanmalarıydı şüphesiz bunlar…
Son sevdanın kaybolamayan sesleri bunlar...
Çoğu zaman istasyonlardaki yalnızlığa dahil ederiz kendimizi, anlarız ki terk edilmiş kapılardır aslında arkasında durmaya çalıştığımız...
Eyvallah demeyi öğreti bize hayat, boşa, doluya, acıya, eksik kalmış gülmelere... Eyvallah... Diyerek…
beklenmedik bir fırtınaydı gelişin...
uyandırdın sessizliğimi aysız gecelerde
yaralı bir deniz gibi hıçkırdığını
bir fanus altında sıkışıp kaldığını..
aşkla kenetlenen kalplerimizin..
me'yus olduğunu,bunaldığını
Devamını Oku
uyandırdın sessizliğimi aysız gecelerde
yaralı bir deniz gibi hıçkırdığını
bir fanus altında sıkışıp kaldığını..
aşkla kenetlenen kalplerimizin..
me'yus olduğunu,bunaldığını
Üçlü pekte tekin değil... 'Gece, siyahlık ve nem...'
Hele mevsim yaz... 'Gönül kuru...' Akşama düşen grilik giderek siyaha dönüşüyor, yalnızlık basıyor ve terliyorsa ortalık...
Yazıya çok yakışan eli ve yüreği kutluyorum..
kaleminize kuvvet..
siz hep yazın can...
kaleminize kuvvet..
siz hep yazın can...
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta