1. Devrik Yürek Savunması
Çiy doladım kasnağına gecenin. Işıksızlığın hep
yoksul yalnızlıklara çıkması doğurur o rüzgârı.
Giz dizilmiş çardaklar incir kokulu, çiçek hattı
gözlerine doğru. Kokunda korku. Kafka; mürekkebini
içtiğim mevsimsiz aşk. Ölümün önünde yayılan;
Yüceden mi geldin sen seher yeli
Daha dostum eller ile gezer mi?
Solmuş derler gül benzinin iziği,
Daha dostum eskisinden güzel mi?
O ne dedi, sen ne dedin varıncak?
Devamını Oku
Daha dostum eller ile gezer mi?
Solmuş derler gül benzinin iziği,
Daha dostum eskisinden güzel mi?
O ne dedi, sen ne dedin varıncak?
birden bire yıkılır samsa
içinde bin türlü köpek havlarken
bankerlerden uzak düşürebilirse ruhunu
bu kırmızı düşe atlayabilecek elbet biliyor
biliyor ama yine de
bir türkü söyleyip
biraz kuş sesi dinlemek
topraktan hayat buğulandığını görmek
gibi faydalı eczalar sürmüyor
eklem bacaklarına
eğer öyleyse samsa
sana iki çift kuraklık
biraz çöl
ve oldukça intihar diliyorum ki
ısırmasın başımızı
gizli bilgilerin lanetli ağzı
@..
kimdir o
her ormanın iç sesini
kendi kıpırtısızlığına delil sayan meczup
ıkına sıkına darlana durula
akıp gitmekte olan her ışıltıyı
casus edasıyla izleyen
ve seslerden içeri yılışık bir edayla sarkan
o tuhaf ıssızlık
sarınıyoruz bir yaprağa
bütün utancımızı dindirecek
üşümüşlüğümüzü giderecek gibi her defasında
ne kadar ademiz
nasıl da havvayız
ıssızlığın ortasında..
@..
Şiir karmaşanın ve iç seslerin haykırışını sunuyor bize,bu haykırış şairin yüreğinde iz bırakırken bize gölgelerin küçük fısıltılarını bırakıyor. her sesin ,her kelimenin oluştuğu bir an pınarı vardır mutlaka.bu sesler zamanın anlamları yıprattığı durumun dışa vurumunda katkısız saf güzelliğini kaybeder.usta şair bu derinlikte çalışan bir maden işcisi gibidir. bu şair arkadaşımız şiir de bu madeni çıkarmakta biraz zorlanmış.ama yinede kıymetli pırlantalardan bir kaç tane iliştirebilmiş ceplerine...saygılar
...şair yaşadığı zaman diliminin en güvenilir hafıza kayıtlarını tutar...çünkü diğer bir görevi budur...bunu bilir veya bilmez...veya bilir de henüz nasıl baş edebileceğini keşfedememiştir...çünkü bu her şairin harcı değildir...sorumluluk sahanız oldukça geniş...ve atmosfer fırtınalarla kol kola gezmenin bir yolunu eğer bulamaz ise...sahip olduğunuz güç kendini yok etmek adına size yük olacaktır...binlerce şair ...bu uğurda kendi yüreklerinde boğulmaktan haz almışlardır...amma velakin yerlerinde öyle bir boşluk bırakırlar ki...sahiplenmek isteyen çok olmakla birlikte...yine yüreğinizin dayanıklılığı buna karar verecektir...yani sizin keyfi bir seçiminiz değildir bu...zaman...şartlar...yetenek...ruh...iç alan ferahlığı...savunma hatlarınızda ki şiir kapılarının sağlamlığı...ve kesin bir duruştur...buna karar verecek olan...yani ilahi gücün sınavına öyle bir tabi tutulursunuz ki...ölüm ve hayat arasında...benlik her iki dünyanın pencerelerinden geniş bir ufku seyredebilmektedir... ...bugün burada bu şansa sahip olmuş iken...farklı bir bilincin ...gelecek şiir dünyasına öncülük edebilecekken..(insani) beden tahammülsüzlüğünün azizliğine uğramış bir şair dolaşmaktadır...
...konuyu biraz daha irdelemek gerekirse...şiire dokunan parmaklar...gerçek gücün hakimiyetine teslim olmadan kaygı ve kuşku ile devrinin karışık zaman perdelerindeki hayat kavramına ait bir sırra ulaşmaya çalışmaktadır...yaşanılan bütün iç hesaplaşmaları...tanrının varlığı...sanal insan hafızasının dışında gerçek ilminin zorlu bilim keşiflerinin havuzunda yıkanmadan..ne siz sizsinizdir...ne de yazdıklarınız şiirdir...elbette şiirin kıyısından köşesinden geçmekteyizdir..ama asıl şiire ait dili keşfedip...raylarınıza ait hattı belirlemeniz...sizin tanrı vergisi...gen haritanıza kodlanmıştır...bugün pek çok değerli şair tanırım...muazzam dil enerjisine sahip iken...maalesef şiirden öte bir alt hafızanın ürünü eserler vermektedirler...bu az bir şey değil...ama müsait bir zamanda bu konuyu derinlemesine anlatmaktan zevk duyacağımı lütfen biliniz...şaire saygılarımı bırakıyorum...
hiç korkmamalısınız
şehrin üstünüze üstünüze geliyor oluşundan
biraz çinko damları dinleyip
iyice büzüşüp sokakların ritmine
kedilere gülümseyip saksılara selam verip
öylece devam edip gitmelisiniz bence
çünkü gürültü bir parçası değildir insanın
parçası olmadığı gibi insan gürültünün
böylelikle
yüreğin devrilmesinin de önüne geçilmiş olur ve
dişlerinize bıkkın gıcırtılar eklemez tanrı..
@..
Saygı ile.. Önce, şairimiz Kaan İNCE'ye rahmet diliyorum. Şu an yazdıklarımız, söylediklerimiz kendisine ait değil; şiir adınadır.
Önceki ayların birinde, 'Günün Şiiri' panosunda bir şiir yayımlandıydı. İçinde bir tek imge vardı; o da absürd. Sonra şairin 'hınk' deyicisi, gösterilen ilgiyi yetersiz bulunca
bizleri yetersizlikle suçladı: 'Zaten bu espriyi anlayacak kişi sitede ne gezer!?' gibisine.
Bir başka şiirdeki anlamsızlığı örneklemek için, şöyle bir imge (!) savurdum: 'Bıyığımın mavi treni kuşun kanadı ekşi.' Lütfen anlayan beri gelsin...
Elbet herkes istediği gibi yazsın; ancak şiiri, 'anlamsız söz' olarak algıulayan gençleri nasıl döndüre-biliriz!? İmge, buluş demektir. Sanat şargonunda 'yaratmak' demektir. Hezeyan anında üretilenler de bakımlı olamaz.
Yetkin şair dostlarımız, 'Gece Şiirleri' kapsamında, kimi imge (!) kutusunu aralayıp, içindekileri yorumlamaya çalışır elbet... Saygı ve sevgilerimle.
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
Saygı ile.. Önce, şairimiz Kaan İNCE'ye rahmet diliyorum. Şu an yazdıklarımız, söylediklerimiz kendisine ait değil; şiir adınadır.
Önceki ayların birinde, 'Günün Şiiri' panosunda bir şiir yayımlandıydı. İçinde bir tek imge vardı; o da absürd. Sonra şairin 'hınk' deyicisi, gösterilen ilgiyi yetersiz bulunca
bizleri yetersizlikle suçladı: 'Zaten bu espriyi anlayacak kişi sitede ne gezer!?' gibisine.
Bir başka şiirdeki anlamsızlığı örneklemek için, şöyle bir imge (!) savurdum: 'Bıyığımın mavi treni kuşun kanadı ekşi.' Lütfen anlayan beri gelsin...
Elbet herkes istediği gibi yazsın; ancak şiiri, 'anlamsız söz' olarak algıulayan gençleri nasıl döndüre-biliriz!? İmge, buluş demektir. Sanat şargonunda 'yaratmak' demektir. Hezeyan anında üretilenler de bakımlı olamaz.
Yetkin şair dostlarımız, 'Gece Şiirleri' kapsamında, kimi imge (!) kutusunu aralayıp, içindekileri yorumlamaya çalışır elbet... Saygı ve sevgilerimle.
*Nadir ŞENER HATUNOĞLU: matematikçi-bilim uzmanı*
şiirin son bölümünü sevdim...galiba anladığım bölüm olduğu için...sınırını taşıran zamanın güne düşmesinden oluşan bir girdapta çalkalanmış duygular sanki...açılmış yürek..karşıda kocaman bir okyanus...eeeeeeeeeeee.......nasıl karşı kıyıya geçilecek!..
şairler yürür
bastığı yerde yeşil ada...
atlaya atlaya varır karşı kıyıya
karşı kıyıda çakılllar
falezler
fiyortlar
mavnalar ve balık kokan bir yar...
ağlar arasına hapsetmiş kendini
gece ağlar,gündüz ağlar...
gözlerinde karışır zaman birbirine
yazken kış olur birden
baharken sarı yaprak...
uçuşur ötelere ve dibine!..
dedim ben de...diyerek şaire rahmetler diliyorum...
Dalga dalga köpürüyorum
aşka. Buyruk: Tez boynu vurula!
günün şiiri olmayı fazlasıyla hak eden bir eser.
şairi kutlarım.
melankolik depresyon ...
bol gunesli gunler diliyorum:)
Bu şiir ile ilgili 35 tane yorum bulunmakta