gurbet akşamında, yalnız gecede,
sadece turuncu bir ışık...
gözlerimin sonsuz karanlıktan
aydınlık çalmaya çıktığı,
derin şarkılarla kazdığım; o dipsiz kuyu,
o amansız kuyu,
o çaresiz, yitik kuyu;
artık üzerini aşkla örtüyor...
bu ölgün zaman, bu uzak çığlıklar
yitik aldanış vaktinde...
gün ışığı özlemleri, uyku sersemliği
çaresiz yüz çevirmeler
hepsi yenik büyüme derdinde,
sessizce yitip gitmekte...
aşındırılan sokakların köşebaşlarında,
sigara izmaritlerinin, tekrar tekrar yakılması
ve yalnızca örtük kuyuların açılması
ıssız yankılarla, terkedilmekle
ve ıslık çalmayı unutmuş bir çocuğun;
yüreğinde biriken gözyaşıyla sınırlıdır...
işte bu yüzdendir; gurbet akşamı...
gecenin, ışığa muhtaç bıraktığı,
sokak lambasının loş ışığıyla;
duvarları gezen,
sayfaları çizen adamın,
sonsuz düşleriyle, aşkı bulmasının;
utanma bilmeyen dile getirişidir...
ört üzerini sevda kuyusu / derin olur aşkın uykusu...
Ulvi KoçuKayıt Tarihi : 20.4.2009 14:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
13 Nisan 2009 Erzurum 01.20 'sadece turuncu ışık şahitti...'

gecenin, ışığa muhtaç bıraktığı,
sokak lambasının loş ışığıyla;
duvarları gezen,
sayfaları çizen adamın,
sonsuz düşleriyle, aşkı bulmasının;
utanma bilmeyen dile getirişidir...
ört üzerini sevda kuyusu / derin olur aşkın uykusu...
Yreğinize sağlık güzel dizeler okudum kaleminizden,selam ve sevgiler sunuyorum...
müzeyyen başkır
TÜM YORUMLAR (2)