Gece olduğu vakit...
içimde bir yetim uyanır
kömür bakışlarını tutuştururum
sinemin can evin de
saçlarının tel tel elektiriğini okşasam
avuçlarım yanar
gece olunca
zaman uykuya yatar
saatler sol yanıma çakar çivisini
yorgunluğum dile gelir
ayaklarımın yıllanmış nasırları sızlar
bir heyelan yüklenir bedenime
hayalin karşıma çıkar
gece olunca
alaz mevsimler toplaşır başıma
kuru bir ağacım ben
içimde bir kurt ciğerimdeki yarayı deşer
gece olunca
Yusuf kuyusundan suskunca seslenir
Yakup gönül gözüyle
Yusuf'u na serzenir
düşerim sahipsiz kervanlar ardına yalın ayak
gece olunca
hızır seyahate çıkar
bir molla kasım gelir
Yunusu mahide bulur
kimsesizler yurdunda
geçmişin bir çocuğu ağlar
gece olunca
meydanda alkışlarla bir meçhul sallanır
olmuş bitmişlere gelir hayat
körler sağırları ağırlar
sessiz çığlıklar feryat figan düşlerden düşer
gece olunca
arka mahallemdeki
barınaklar yıkılıp üstüme devrilir
her saniye sokaklarda
kirli bir günah acıyla kıvranır
kavgalar uyduruktan ıslıklı
bir kabadayı bakışa teslim olur
duvarlara aşiflenir gizli sevdalar
okla vurulur kalpler
bayatlayan anılar takılır peşine
gölgesi topal
gece olunca
terim düşer tenimden
korkular çıkar sandıktan
kalemim naralar atar
kağıdın yüreği patlar
tabutsuz cenazeler
adresi silinmiş kapılardan çıkar
gece olunca
suçlanır vicdanımın nazlı kuşu
kaşlarını çatar yalnızlık
kapılarını yüzüme çarpar
gece olunca
kovulurum omzunda ağladığım kendimden
kalbi durur şafağın
akıbetine ağıtlar yakar gece olunca
sırra kadem kimlik/sizler
gece olunca
ben hep gizlice ağlarım...
Kayıt Tarihi : 15.7.2013 13:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)