İnsan ne kadar hırslanırsa o denli hata yapar
Gözlerinden kayıverir hülyası
Aslında bunun farkında değildir sarhoş olduğu zamanlar
Bundan dolayı ayık olmayı dener çoğu kez
Çiçeklerin mevsimsiz solmayacağını sanır
Aslında kaybedeceği gün yakındır
Ama bir türlü açılmaz aşkın hayal aynaları
Belki mahvına neden olan bir sinektir
Fakat hiç bir zaman bilmek istemez akıbetini
Bel ki de görmek istemediği şey
Ruhunu boşluğa ipotek eden
Ömrünü beyhude avutan gece masalları.
Fincanlar üst üste dizilmiş
Ömrün en hassas raflarında
Ölümle burun buruna yaşayanlar bilirler
Hissederler şah damarın sahibini
Soluğan dalgalara hiç güvenmez
Mefkuresi mercan olan leventler
Usulca sokulur aşk sakaklarımıza
Dönencelerde üşür
Ellerini ovuşturup duran nasipsiz insanlar
Halbuki kutupları ısıtır güneşin ziyasını öpen sevdalar.
İbrişim yumaklar örür gecenin aşıkları
Açılan ellerinden damlar
Yıldızlara uzanan aşkın billur akşamları
Biz seni ezelden sevdamız diye sevdik
Toz kadar hükmü yoktur
Senin adının yanında
Külçe yüklü gemilerin sensiz rotaları.
Aşkın kıvılcımları dolduruyor gözlerimizi
Baki kalan kubbeler sanırdık dünyayı biz
Geçiverdi gönlümüzden
Bir çöl ahusunun Züleyha ihtirasları
Aklına tapmayanlar anladı
Volkanların ziyasından adalar inşa eden sensin
Sensin kimsesiz yolcuların yol arkadaşları
Sokuverdim ellerimi gönlümün zindanlarına
Prangalarımda adın yok
Anladım ki beni sensiz anlatan tüm şarkılar
Ömrümü benden çalan gece masalları.
AKÇAY -EYLÜL – 2011
İbrahim YılmazKayıt Tarihi : 25.9.2011 15:46:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!