Gece Mahpusu Şiiri - Sevgi Sönmez

Sevgi Sönmez
34

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Gece Mahpusu

bilinmez gecenin arka sokakları.
gayri ihtiyari düşer seninde yolun bu sokaklara.
soğuk duvarlarına yansımış gölgene sığınarak yürürsün...
içinde korku,
ve kulağında ne olduğunu kestiremediğin
bir yığın anlamsız söz.
üşütür,
ürkütür seni yalnızlığın.
korkarsın...
derinlerden
ağır ağır gelen bir sestir seni çağıran,
itaat eder,
UYANIRSIN...

Sevgi Sönmez
Kayıt Tarihi : 24.9.2008 13:40:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Kemal Yazan
    Kemal Yazan

    Gece mahpusu ismiylede içeriğiylede harika duygularla kaleme alınmış bir şiir...yazan elleri tebrik ediyorum.Ant+10

    Cevap Yaz
  • Metin Başol
    Metin Başol

    Bir Bilgece Uyanış Hikayesi....


    Gecenin ürküten karanlığı içimi titretirken kendimi sokaklara attım. Şehrin lambaları kırılmış, isli, paslı, puslu ışıklarının bile olmadığı arka sokaklarına düştü yolum. Şehrin zifiri karanlığının koynunda yaşattığı utançları saklayamayan duvar diplerindeki kusmukları gördüm. İnsanlığın, kocaman kocaman konteynırların çöpleri arasında yerlere düştüğü kör bir noktaydı orası... Utanç abideleri kol geziyordu.. Açlık, yokluk, yoksulluk kol geziyordu..Aç bir kedi yavrusu miyavladı acıyla. Soğuktan tirtir titreyen bir köpek kuyruk sallayarak ürkek adımlarla yanaştı.. Yiyecek bir lokma kırıntı arıyordu canlı bedenler.. utanç sarmıştı tüm duvarların ötesini, berisini...sağını. solunu... Çocukların açlık kokan gurultuları duyuldu beyaz badanaları kirle kaplanmış derme çatma evlerin karanlık gölgelerinden.

    Duvarlara yansımış, gölgelerin hareketleri görülüyordu.. Utanç akıyordu gölgelerden.. İnsanlık yıllık izin sonrası rapor kullanmaya kalkmıştı sanki.

    Kendi ıslık seslerim duyuluyordu kulaklarımı sağır edercesine.. Islık seslerimi daha da yükselterek, kendi canımı yakan iç seslerimin feryatlarını duymaya çalışordum ama iç seslerimin feryatları beynimde zonkluyordu; kulağımı çoktan delip, beyin zarımı patlatmaya doğru yol alıyordu.. Utanç sesleri duyuluyordu içimde… İnsanlığımdan utanç duyuyordum..

    İçim bir başka titremeye başladı… Üşümek ne kelime, sanki donuyordu damarlarımda akan kanım.. Sanki bir buz dağına çarpmıştı okyanusta hızla yol alan gemim. O hiç batmaz sandığım, hiç bişey olmaz dediğim görkemli gemim çoktan su almaya başlamıştı ve kendi ağırlığını taşıyamaz hale gelmişti.. İçimde gittikçe çoğalan bir utanç dalgaları, utanç nehirleri akıyordu derinliklerime doğru..

    İnsanlık izin sonrası aldığı raporunu heyet raporuyla uzatmıştı.. İnsanlık nerdeydi kimbilir?

    Korkuyordum…

    Ürküyordum..

    Titriyordum…

    Eriyordum..

    Titriyordum…

    Yok oluyordum…

    Bir ses…
    ses..ses.. ses..
    bir ses beni çağırıyordu…
    büyülüydü…
    umut doluydu…
    insancıldı o ses
    rengi maviydi sesin
    kurtarıcı bir yol gibi inliyordu
    bana gel diyordu
    kalk ayağa artık diyordu
    sen insansın
    insanlıksın sen
    diyordu
    insan ölür
    ama insanlık ölmez diyordu
    ölmezdi insanlık
    sımsıkı kapalı gözlerimi açmakta zorlanıyordum
    sanki o ses göz kapaklarıma sesleniyordu
    kalk diyordu
    şimdi
    diyordu
    usulca açtım gözlerimi
    insanlığımdan utandım
    insanlığıma uyandım

    U Y A N D I M



    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Sevgi Sönmez