Gece Karanlık Şiiri - İbrahim Günaydın

İbrahim Günaydın
51

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Gece Karanlık

Gece karanlık,
ışığım yok,
ötelerde ses,
içimde korku,
saklı düşler yılmaz umutlarla,

Gece karanlık,
yoksun,
ırak olmuş hayaller,
sakıncalı gidişler,
kartezyen düşünceler.

Gece karanlık,
herşey ininde,
iniltiler köşelerde,
sukut içinde,
sevdalı gönüllerde,

Gece karanlık,
aşka meftun çift yürek,
edalı
ve hayata karşı olana
olup bitene,
keskin bıçak misali.

Gece karanlık,
sen ve ben
divane ve biçare
kuytu köşede
dokunaklı bi halde
kadere gebe
bilinmeyen demlerde.

Gece karanlık
aydınlık kapıda
sen ve ben duruşta
cesur bi endamla...

İbrahim Günaydın
Kayıt Tarihi : 10.7.2009 15:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


O

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Çuka Bask Şkesti
    Çuka Bask Şkesti

    gece karanlik ama hayatin sirri da burda ama


    Deniz hırçındı, dalgalar ise; asi..


    Ansızın yakaladılar küçük kayığı...

    Sinsice yaklaştılar ve bir anda saldırdılar...

    Acımasızdılar.

    Ne istiyor olabilirlerdi ki küçük kayıktan?

    Oysa; küçük kayık için ne güzel bir sabahtı...
    Günün ışıklarla dansı henüz başlamışken, onun da
    denizle dansı başlamıştı. Saatlerce, hiç durmadan dans ettiler.

    Ama ne olduysa, bir anda hırçınlaştı deniz,
    belki de rüzgârlı havanın, yağmurun etkisiyle...
    Asi dalgalar hırpalamaya başladı...

    Şimdi küçük kayığın aklında tek şey vardı.
    O da bir an önce dalgakıranına sığınabilmek.
    Bir ulaşabilseydi, ah bir başarsaydı, dalgakıranı korurdu onu.
    Kimse bir şey yapamazdı küçük kayığa orda.
    Ne deniz, ne dalgalar...

    Bunları düşünürken biraz daha hızlandı ve ufukta kayboldu...



    Siz, en son ne zaman
    bir dalgakırana sığınmak istediniz?

    Siz, en son ne zaman
    bir dalgakırana ulaşmak umuduyla çırpındınız hırçın denizde?

    Siz en son ne zaman
    bir dost elinin size uzanmasını istediniz ya da
    elinizi uzattınız bir dostunuza?

    Dostlarımız...

    Fırtınalarımızdaki dalgakıranlarımız...

    Hırçın denizden, asi dalgalardan kaçarken gözümüz
    hep uzaktaki bir dalgakıranı aramaz mı?
    Koşulsuzca, sorgusuzca, sınırsızca sığınabileceğimiz,
    bizi koruyacak biri mutlaka vardır, dalgakıran misali...

    Ulaşabilmişsek oraya, bir de atabilmişsek halatlarımızı limana,
    korkmayız artık fırtınalardan...

    Dışarıdaki korkunç fırtınanın gölgesi bile giremez içeri...

    Herkesin bir dalgakıranı olmalı fırtınalı günlerde sığınabileceği ve
    herkes bir dalgakıran olmalı koşulsuzca, sorgusuzca, sınırsızca...

    Dostlukların ve sevginin bile yozlaştırılmaya çalışıldığı günümüzde,
    ne mutlu bir dalgakıranı olanlara,
    ne mutlu bir dalgakıran olmayı başarabilenlere...

    Cevap Yaz
  • Şahmerdan Yıldırım
    Şahmerdan Yıldırım

    Yüreğinize sağlık güzel bir çalışma.Kaleminiz susmasın.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

İbrahim Günaydın