Oysa dün, bir takvim yılı geride kaldı, kaç rüzgârlı yaşam yolumuz vardı, kaç kez terk edildik, kaç kez vurulduk en yakın sırtımızın koltuk altına sığan kısmında acınılası hale düşünceye kadar?
Oysa kaç kez sevindik, oysa kaç kez gülmüştük yaşamın pervasızlaşan zaman yıllarında, sevdim diyenlerle hoşçakal diyenlerin arasında yaşam savaşı verirken, oysa hiç vaz geçmedik sevdim dediğimizden...
Hayat bu çoğu zaman kendimize acınası zamanlara attı bizi, çoğu zaman da huzurdan coştu içimiz...
Evet gidenlerle kalanların kalp vuruşları hiç çıkmadı kulak diplerimizden ve sadece yaşam devam ediyor galiba elimizde kalan umut bu…
Hoş kal sevdiceğim sen ve ben senden gelen her sese ben hâlâ umutla bakarak yaşarım...
Oysa sen aklımda kalan düşünceye dahil olmuş sadece bir resimden ibarettin. Hiç belli etmiyordun yıllarımın kasvetlerini, sıkıntılarını, çaresizliklerimi içine sığdıran sadece bir portre olarak kalmıştın gözlerimin önünde…
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta