Gece Gözlü Dilber İle Şairin Hikayesi

Ders: Edebiyat
Konu:Gece Gözlü Dilber İle Şairin Hikayesi
Diye yazdı öğretmen siyah tahtanın sol köşesine
Ve başladı…

Osmanlı’nın son dönemleri…
Henüz bilinmese de,
Son dönemleri olduğu,döneminde,
Gece gözlü dilberle şairin hikayesi
Anlatılır olmuş memleketin dört köşesinde.

Der ki şair;
Bakışları serin gece gözlü dilber
Sözleri derin gece gözlü dilber,
Yanakları al al gece gözlü dilber
Dudaklarından bal damlar,gece gözlü dilber
Aşk yaralar,aşk acıtır,aşk yazdırır böyle.

O iri yıldızın gölgesinde düştün bu can içine
Kıyılara vuran yakamozlar heyecan içinde
Bir pamuk ipliği sanki sana tutunuşum
Korkum; her an kopup elimden,kayboluşun.

Der ki; Gece bakışlı dilber:
-Kim aralayabilmiş bir hüzün ertesinde hayatı
-Kim girebilmiş kalbinde bir kara olmadan

Şair; O kalp ki berrak akışlara aşina,
O akış ki, aklatır karaları aşkıyla.

- Şair söyle bana:
- Bir başkasını hüzün dünyasına salmak
- Açar mı bize saadetin kapısını.
- O kapı ki şair;
-Kimlerin yüzüne kapanmış ebediyen.

Gece gözlü dilber;
Çık şu ruhiyattan,
Güneş gör bulanık havada
Ve bekle saadeti
Yağmur damlalarında.

-Şair; sözlerin lale bahçesi…

Gözleri derin gece gözlü dilberim;
Gel bu bahçede gündüz-gece,
Güz-bahar seyir edelim.
Bulutlar mavi deniz olsun,
Uçsun üstünde martılar,
İri bir yıldızdan parlasın
Rıhtıma vuran yakamozlar.
Ney’den süzülen hicaz makamı,
Anlatsın efsunlu şehre öykümüzü.
Ve iki yanı kürekli, eski bir sandal
Geçirirken bizi karşı kıyıya…
Gel, o kıyıda kuralım gönül köşkümüzü.

Bakışları serin gece gözlü dilber,
Sözleri derin gece gözlü dilber,
Yanakları al al gece gözlü dilber,
Dudaklarından bal damlar gece gözlü dilber,
Gel,o lale bahçesinde,
O yakamoz veren ay ışığında,
Sarayın burçlarından yansıyan o görkemli şövalye,
Kıysın nikahımızı ve el ele gidelim ölüme.
Gel,güneş gör şu bulanık havada
Ve bekle saadeti yağmur damlalarında.