Fırını geçip yüz metre kadar yürüyorsun,
Sonra bir büyük cadde kesiyor yolunu.
Arkanda aşevi, önünde çocuk bahçesi
Köşede gece feneri....
Dün akşam şöyle bir baktım,
Gururla dikmiş başını göğe doğru
Öyle güçlü, öyle heybetli,
Bir eliyle tutmuş parçalıyor,
Gecenin kadife perdelerini...
Köşenin başında,tek başına
Gece feneri.
Arka tarafta bir güzel bahçe,
Bahçede portakal ağaçları,
Altında Melissalar....
Geceye karşı,
Sokak lambasıyla arkadaş.
Portakal ağacının dallarına serpmiş altın tozlarını
gece feneri,
Işıl ışıl yanıyor,yapraklar,
kimi koyu yeşil,kimi sarı.
Melissalarda tatlı bir sevinç...
Tatlı bir sarhoşluk desek daha iyi.
Aniden rüzgarın tokatıyla sarsılıyor,
Eğilliyor dalları melissanın yerlere kadar,
Başı dönüyor,
Çok ani geldi rüzgar.
Birden salıveriyor parfümlerini,
Tokat atana,mis kokular
Penceremde ben,
Odamda melissalar,
Onun mis kokuları.
Sokakta gece feneri..
Birden eski günler geçiyor aklımdan,
Çaresizlıkler..
Yıkılışlar,
Damarlarımda kanımın donduğu uzun geceler.....
Ne bir melissa olabildim,
Nede bir gece feneri,
İlk tokatta daha,
Öptüm yerleri...
Sokağı dönünce,
Ana caddeye bakan yerde,
Eski, paslı, demirden,
Her gece savaş açmış, her geceye,
Aldırmadan fırtınaya,
Boyun eğmeden
Kara,yağmura,
Yayıyor altın ışıklarını...
Uzandıkça kıvrılan yollara
Gözleri kör edercesine,
Meydan okuyor cehalete...
Kayıt Tarihi : 20.9.2007 00:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)