Yapaydır beyaz ışık, ve cennet misali hijyen.
Mikroplar sağ kalamaz onda.
Şeffaf giysilerinde ölüp gidiyorlar, saparak
Bisturilerden ve lastik eldivenlerden.
Donmuş ve huzur dolu, bir kar tarlasıdır haşlanmış çarşaf.
Ellerimdedir altındaki beden.
Her zamanki gibi yüz yoktur. Üstüne yedi delik bastırılmış
Porselen beyazlığı bir topak vardır. Başka bir ışıktır ruh.
Görmedim ruhu ben; yukarı doğru uçamaz ki.
Bu gece bir geminin ışığı misali geri çekildi ruh.
Bir bahçedir uğraşacağım şey – sızdırarak yapışkan özlerini
Yumrular ve meyvedir
Köklerden bir paspas. Asistanlarım geriye doğru çeker onları.
Hücum eder bana pis kokular ve renkler.
Akciğer ağacıdır bu.
Muhteşemdir bu orkideler. Yılanlar misali fark ederler ve sarılırlar.
Kırmızı bir çan çiçeğidir yürek, endişe içinde.
Bu organlarla karşılaştırıldığımda
Öyle küçüğüm ki!
Bu erguvani vahşilikte bükerek çentikliyorum.
Bir güneş batışıdır kan. Hayranım ona.
Dirseklerime kadar kan içindeyim, kırmızı ve viyaklayan.
Hâlâ sızar bana doğru, tükenmiş değildir kan.
Öyle büyülü ki! Mühürleyip kapatmam gereken
Sıcak bir pınardır ve doldurmalıyım
O karmaşık, mavi boru tesisatını bu soluk mermer altında.
Nasıl da hayranım Romalılara –
Sukemerlerine, Caracella’nın Hamamları’na, kartal burna!
Romalı bir şeydir beden.
Kapatmış ağzını huzurun taştan hapında.
Hastane hademelerinin dışarı sürdüğü bir heykeldir bu.
Mükemmelleştirdim onu ben.
Bir kolla ya da bir bacakla kala kaldım,
Bir takım dişle, ya da takırdatabileceğim
Ve eve götürebileceğim bir şişedeki taşlarla,
Ve doku dilimleriyle – patolojik bir salamla.
Bu gece parçalar bir buzdolabında mezara gömülecek.
Azizlerin kutsal emanetleri misali
Sirke içinde yüzecekler yarın.
Hastanın temiz, pembe plastik bir uzvu olacak yarın.
Hastane koğuşundaki bir yatakta, küçük mavi bir ışık
İlan etmektedir yeni bir ruhu. Mavidir yatak.
Bu gece, bu kişi için, güzel bir renktir mavi.
Yukarı taşıdı O’nu morfin melekleri.
Tavanın bir parmak altında salınmaktadır,
Şafağın cereyanını tatmaktadır.
Dolanıyorum gazlı bez lahitlerinde uyuyanlar arasında.
Kırmızı gece lambaları yassı kamerlerdir. Kanla donuklaşmışlar.
Güneşim ben, beyaz paltomda,
Çiçekler gibi izlerler beni, ilaçlarla kapanmış gri yüzler.
[1961]
Sylvia Plath (1932-1963, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy
Kayıt Tarihi : 13.12.2009 08:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
The Surgeon at 2 A.M. by Sylvia Plath The white light is artificial, and hygienic as heaven. The microbes cannot survive it. They are departing in their transparent garments, turned aside From the scalpels and the rubber hands. The scalded sheet is a snowfield, frozen and peaceful. The body under it is in my hands. As usual there is no face. A lump of Chinese white With seven holes thumbed in. The soul is another light. I have not seen it; it does not fly up. Tonight it has receded like a ship's light. It is a garden I have to do with - tubers and fruit Oozing their jammy substances, A mat of roots. My assistants hook them back. Stenches and colors assail me. This is the lung-tree. These orchids are splendid. They spot and coil like snakes. The heart is a red bell-bloom, in distress. I am so small In comparison to these organs! I worm and hack in a purple wilderness. The blood is a sunset. I admire it. I am up to my elbows in it, red and squeaking. Still is seeps me up, it is not exhausted. So magical! A hot spring I must seal off and let fill The intricate, blue piping under this pale marble. How I admire the Romans - Aqeducts, the Baths of Caracella, the eagle nose! The body is a Roman thing. It has shut its mouth on the stone pill of repose. It is a statue the orderlies are wheeling off. I have perfected it. I am left with and arm or a leg, A set of teeth, or stones To rattle in a bottle and take home, And tissues in slices - a pathological salami. Tonight the parts are entombed in an icebox. Tomorrow they will swim In vinegar like saints' relics. Tomorrow the patient will have a clean, pink plastic limb. Over one bed in the ward, a small blue light Announces a new soul. The bed is blue. Tonight, for this person, blue is a beautiful color. The angels of morphia have borne him up. He floats an inch from the ceiling, Smelling the dawn drafts. I walk among sleepers in gauze sarcophagi. The red night lights are flat moons. They are dull with blood. I am the sun, in my white coat, Grey faces, shuttered by drugs, follow me like flowers. [1961]
![İsmail Aksoy](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/12/13/gece-2-de-ameliyat-sylvia-plath.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!