Nasıl izah edersin geç kalmışlığını,
Kavurucu çöl sıcaklığı sıcaklığın
Ve Şirin’in feryadı feryadın...
Sevda uğrunaysa yaptıkların
Sanki yalan gecikmişliğin...
Neden geç kaldın?
Bir yudum suya ihtiyacım
Bir avuç buğdaya tavım
Topraksa beni kendine çeken
Ben kendime yanarım...
Kırılmış bir vazoyum,
Dağılmış parçalarım her bir yere...
Çok zamansa,bir biblo gibi
Sessiz sedasız köşemde duruyorum...
Esen rüzgar tatlı ve anlamlı
Bir meltem havası var,canımda...
Zaman öylece geçiyor,
Akşamın alaca karanlığı,
Ben yeni yeni üşüyorum...
Pencerem açık,
Saçma sapan duygularımın arasında,
Uzak bir ihtimalde olsa,
Sen varsın gibi yanımda
Öyle var oluyorum..
Bir gizli kalmışlık var
Göremediğim bakışlarında
Ve bir gecikilmişlik...
Tuhaf bir his sarıyor,son halimi...
Bir kopukluk hissediyorum
Belirleyemediğim uzaklıkta...
Şarkılara yazılmış,ayrılık söylemlerin...
Bilinçsizce bende öylesine mırıldanıyorum...
Hatamı ediyorum yoksa...
Ne istersin benden bilmem ki?
Sebepsiz bu geç kalmışlığın
Nasıl izah edersin?
Ben her şeye rağmen
Zamanı suçladım.
İçimde kopan fırtınaya aldırmadım...
Duygularıma gem vurdum,
Gecikmişliğine sığınmadım...
Bu limandı galiba aradığım
Belki de şu kudurgan dalgalar...
Şimdi gecikmiş olsan da,
Bu gemiden sonra gelecek,bir gemi daha var.
Kayıt Tarihi : 24.7.2007 20:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!