I .Anfora
Biz sevdaya geç kalmışız,
Sanma ki yıllarca, asırlarca gecikmişiz.
Ne bir damla gözyaşı,
Ne binlerce sitem yankısı,
Tarihi geriye çevirmek mümkünse,
Ellerimde bir avuç kül olmuş,
bir tutam küflü sene ömür dediğin.
Bir tutam buğday başağında kuruyan umut,
Bakışın hançeri, ruhun yaralarken, yüreği en derin yerinden,
Kokusunu saklamak gülün en mahrem özünden,
Bir anfora; ya da gözyaşı şişesine hapsedip tüm özlemleri,
Silivermek yürek yarasındaki kara kederi…
----
II. Hayal ile Başlayan Özlem
Ak pamuklara beleli,
kırmızı yeleli al bir at üstünde gelmeli
yaşamın sonsuz saadeti.
Yok dostum, yok… Bu kadarı hayalcilik elbette.
Ama hayal de olsa
sevgiliye özlemler çekilmez oluyor be.
Yine dozunu ayarlamak gerekli;
özlem ki elle tutulmayana,
özlem ki adı konulmayana...
Güneşe özlem değil sevdiğim,
suyun ateşe sevdası bu.
Sanma ki suskunluğum sana isyan,
ya bu göz pınarlarımdan akan...
Onu hiç sorma.
Kanlı yaş değil gülüm,
ışıl ışıl yıldız saçmaktayım gündüzleri yeryüzüne.
Gözlerimden belki erişirler yüreğinin bir köşesine.
Biliyorum, zamansız sıkıntılar da
figan etmek nafile nede olsa.
Sevdaya geç kalmışız ta dünden.
Sorgulama geleceği bugünden.
---
III. Aşkın Ayazında
Beni ise hiç sorma.
Yasaklı sayende yüreğim dünyanın nimetlerine.
Ne bir yudum kan kızılı şarap,
ne de anasonun tadı alamadı sevdanı.
Gündüzleri unuttum.
Seninle gelmeyen güne lanet okurum.
Geceyi ise hiç sorma… Hüzün giyer, ömrümden geçer.
Ölüme giderim sensiz seni yaşarken.
Olmuyor dediklerim nafile.
Sözden öte gidemem.
Sevdaya geç kalmışız seninle ben, ta dünden.
---
IV. İçimdeki İsyan
Ellerim, kollarım buz kesmiş aşkın fırtınasından.
Bir kar yanığında yüreksin;
kudurur öfkesi.
Özlemin, içimde isyan hançeri:
buz gibi çelikten…
Çıkmayı bekliyor narin kınından.
Oysaki ne latifeler hayal etmiştim dünden:
Karacaoğlan dizelerinden güzellemesin dilimde,
Nazım’ın kaleminden Vera’ya aşk sözleri,
Ahmet Arif’ten bir ninni…
Adı bilinmeyen gizemsin içimde.
Hay bu sevdanın adına,
gelmişine geçmişine dedirtensin!
Lakin bilesin, sevdaya geç kalmışız ta dünden.
---
V. Hazanda Bahar Arayışı
Umutların yeşerdiği bozkırımın sulak çayırı,
bir limon çiçeği kokusunda
narin bir kelebeksin gül dalında.
Gizli sevdasına bir yudum anasonlu üzüm suyu içtiğim,
bir gülüşü için bir pula iğreti ruhumdan geçtiğim...
Saklı sevdalar yeşertirken bozkırımın çölünden ben,
sen kimlerde baharı hazan edersin bilemem.
Biz, sevdaya geç kalmışız ta dünden.
Sarp kayalarında memleketimin
saklı kardeleni yüreğimin.
Hazana ermiş baharı, güzden betersin.
Ne Mecnun’un Leyla’sı,
gönlün ay ışığına belasın.
Gülüşün ölüm fermanım oldu;
ruha yağdıramazsın ayazı.
Nafile latifelerle avuturken beni,
bilmem nerede, kimlerle söndürmektesin feneri.
Ömrümün gizli müebbet sevdası, gülüm…
Ah, bir bilsen:
Sevdaya geç kalmışız seninle ben, ta dünden.
Ozan Firari/
Zöhre Eylem YILDIRIM /23/06/2008/İzmir)
Kayıt Tarihi : 26.6.2008 01:02:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Gündüzleri unuttum seninle gelmeyen güne lanet okurum
Geceyi ise hiç sorma hüzün giyer ömrümden geçer
Ölüme giderim sensiz seni yaşarken
emegine kalemine yüregine saglık eylem. adın gibi asi ol her zaman
TÜM YORUMLAR (3)