Geç kaldın.
Ya da ben erken öldüm, ömrümün kefili.
Ya da beceremedim sensizliği.
Sebebi ne olursa olsun,
Sabahı hep akşamında karşıladım günün.
Kıp kızıl boyanıp ta güneş,
fahişe yüzünü gizlemeye yüz tuttuğunda,
yaşamaya geç kaldığım gibi benim,
geç kaldın…
Ya da, ben erken öldüm ömrümün kefili.
Kurşun ektim tarlalarıma.
Ne zaman göz yaşı yağsa,
tomurcuk açar filizlenirim.
Ne zaman ansam ismini,
adın düğümlenir gırtlağıma,
erken ölürüm.
Ölüm dedimse,
teneşiri hayat olan bir ölüm.
Yaşamaya özenirim.
Parmak uçlarım kanar,
ağlarım.
Geç kaldın,
Erken gelmek için, geç kaldın.
Geç kalmak için, biraz daha geç kalamaz mıydın san ki?
Belki o zaman, geç ölürdüm ömrümün kefili.
Olan oldu.
Hoş kal,
ama bir daha asla,
geç kalma……….
Kayıt Tarihi : 2.9.2006 21:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Abdullah Ecevit](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/09/02/gec-kaldin-16.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!