Anam yıllardır
Kucağına almıyor beni...
Büyüdük diye mi,
Yoksa ağırlaşmış yükümü dizleri
Çekmiyor mu?
Her halde
Anamın elini öpmeye,
Gönlünü almaya,
Geç kalmıştım.
Peki babamın; başımı okşamasına,
Engel neydi?
Neden okşamıyordu saçlarımı?
“Ah evladım ah geciktik”diyen
Babam mıydı?
Zaman ne çabuk geçti...
Şimdi bizim çocuklarımız oldu.
Görmediğimiz sevgiyi
Bizde onlara veremedik.
Geç kalmıştık geç.
Hızla geçen mevsimler
Birbirleriyle yarışıyorlar sanki
Gözler
Eylül yağmurları kadar ıslak...
Yalnız dolaştığım şu kaldırımlar
Sevda seline tutsak.
Kaldırım kenarında
Müşteri bekleyen süslü kadın
Sevgiye muhtaç.
Düştüğü bataklıkta,baharı arıyor
Lüks bir otomobil yaklaşıyor kadına...
Tüh be...onu götürüyor uzaklara...
Sevgiydi onun aradığı
Ama bilemedik
Geç kalmıştık geç...
Neydi bu hasretin sebebi?
Geceyle gündüzü,takas etmek niye?
Hani ay,hani yıldızlar,hani güneş
Sis miydi gözümüzün önündeki perde?
Allah’ım bu duman da ne?
Nerede pamuk yığınları gibi sıralanmış bulutlar?
Bilmem ki yer mi değişmişti gök mü?
Yok yok
Geç kalmıştık geç.
Bozduk güzelim düzeni
Karanlığı gün ışığına tercih ettik,
Karanlığa mahkum olduk.
Aya,yıldızlara ve güneşe
Çok uzak kaldık
Geç kaldık geç...
Dalgalarla boğuşan martıları
Atıklarımızla yok ettik.
Cami avlularını süsleyen
Ak güvercinleri besleyemedik,
Onları birer birer yitirdik.
Bülbülü kafese koyduk,
Ötsün istedik.
Sevmedik,Yaratan’ın hatırına sevemedik.
Ah ah...
Geç kalmıştık geç...
Kır çiçeği bırakmadık dağlarda...
Menekşeyi,sümbülü ve nergisi
Toplayanda kalmadı bayırlarda...
Goncalar olurdu öbek öbek,
Papatyalar boşlukları doldururdu.
Dere kenarında böğürtlen olurdu.
Yeşil yer bırakmadık,hepsini yaktık.
Dikeni yüzünden,
Gülün kanatlarını yolduk canice
Ve koklayamadık gülü gönlümüzce...
Tüm çiçeklere ceza kesmiştik bir kere
Sevemezdik.
Neden diyeceksiniz?
Çünkü geç kalmıştık geç...
Garip bir gurbete,zorunlu göç yaptım.
Düştüğümde eline,
Gurbetin oyuncağı oldum.
“Mal da yalan,mülkte yalan
Al birazda sen oyalan”demiyor muydu
Dedem çocukluk yaşımda?
Öyleyse niye düşmüştüm gurbetin eline
Yalana kanmıştım.
Hakikati bırakıp,
Yalanın peşine düşmüştüm.
Gurbete; hasretin,bittiği yer demiştim.
Demiştim de ben bile bu yalana
İnanmamıştım.
Yitirmiştim bir defa inancımı
Güvendiğim dağlara kar yağmıştı.
Kar beyazdı,temizdi
Ancak onu da kendi haline bırakmadık
Hiç değilse o beyaz halinde kalsın.
Onu da kirlettik,kirli ellerimizle
Sevemedik...
Geç kalmıştık geç...
Nefretle yoğrulmuştuk bir kere
Ne kışın kar beyazı,
Ne yazın kır çiçeği
Etkilemiyordu,
Duman çökmüş gözlerimizi...
Şeytana tabi olmuştu kalpler,
Kararmıştı tüm yürekler
Sevgi yerine ateş isterdi gönüller
Ateş ki ne ateş,cehennem ateşi
Ve sonunda cefa,hüsran
Ardından
Yalvarış,yakarışlar.
Cennet’e engeldi,geciken dualar
Islatmıyordu yağan yağmurlar
Sel suları tesirsiz kalıyordu
Yanan ateşi söndürmüyordu.
Duyulmuyordu,
Ağızlardan yükselen sesler.
İstediklerin bunlar değil miydi?
Önümüze koyulan her şey,
Cennet’e engeldi.
Yalanlara nasılda kanmıştık.
Cennet’i elimizle teptik.
Şimdi istesek bile
Demezler mi geciktin be kardeşim
Haydi sür eşeğini Niğde’ye...
Neden dersen
Geç kalmıştık geç
İş işten geçmişti bir kere
Geç kalmıştık geç...
Kayıt Tarihi : 24.7.2007 22:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!