.....Sen şusun, O şu, siz susun, ben buyum... Sanki insanlık uzak yıldızlarmış gibiymişcesine hiçbirimiz insanız diyemiyoruz.. Halbuki insanlık bildiğimiz bütün değerlerden (din,şöhret, vs. vs.) önce gelir..
Bu gün aramızdan haksız yere sanal bir ecelle ayrılan batan güneşlerden bahsediyorum... Öleli yıllar olmuş Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, v.b gibi bir daha doğmayacak ve ışık saçamayacak güneşleri önce kaybetmeye; yok etmeye çalışıyoruz, sonrada toprak olmuş tüm renkleriyle kendimizi affettirmek amacıyla ''mavi gözlü dev'' deyip yaşatmaya çalışıyoruz... Hem de kimlik numarası veriyoruz... (veya tarihte Hazerfen Ahmet Çelebi, İbrahim Müteferrika... var)
Bu şuna benzer:sanki geceyi aydınlatmak isteyen ve yerdeki denize suya veya su birikintisine aksetmiş olan bu yıldızların görüntülerini, (yakamoz) denizde gemilerle,yerde ise küçük su birikintılerinde ise ayağımızla tepeleyip yok etmeye çalışıyoruz...yıllar sonra yaptığımız geriye dönüşümsüz hatalarla yanıp tutuşuyoruz ne yazık...
Halbuki yerdeki suya gelen şavkını yok etmeye çalıştırılan bu küçük aydınlık araçları yine aynı yerde ve aynı değerindeler...Taki yıllar sonra başımızı göğe çevirip baktığımızda görüyoruz...Şöyleki ''nasıl olsa batan güneş sabah yine doğar'' gibi basit yorumlarla...Halbuki o batan; batırılmaya çalışılanlar bir daha asla doğmaz ve gelmezler...
Fakat o ulvilerin zamanından kalan özleri ve sözleri şimdi bile yolumuza ışık tutuyor...Ama nafile onlara yapılan ve hayatlarına malolan bu kıymet bilmezlikten dolayı şu an ve ebediyen devam edecek bir vijdan azabı borçluluğumuz daim baki kalacaktır...
Arkalarından yapılan başta yazılan o nafile hareketlerde başını kuma gömen deve kuşu misalini hiç geçemeyecektir....
'
Niyazi SakarKayıt Tarihi : 20.6.2009 10:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!