Yıldızlar kadar uzak,
Sonsuzluk gibi mücerret
Adı unutulmuş o yerdesin
Okununca atılacak bir gazetede
Acıklı bir haber hükmündesin.
Bir resim giydirmişler ki sana renksiz
Kefen gibi beyaz, ölüm gibi sessiz
Konuşsan benden hesap soracaksın
Çok korkak, ölümüne cesur gözlerinle
Dünyayı orta yerinden vuracaksın
Şimdi asın beni ayaklarımdan
Uyansın uyurgezer, gafil zaman
Sarsın bu gamsız ve hoyrat dünyayı
Ağır bir vicdan azabı o zaman
Misket oynarken, tam da o gün
Tarihin utandığı yapraklara
Yalan dolan yazılacak
Ve sana biçileni unutup,
Elinde bir oyuncak
Yalnızca çocuk olduğun gün
Aydınlık kara gözlerinin önünde
Avuçlarını hangi zalim parçalar
Senin ellerinde masumiyet incinir
Yok olur neslin ve bahar
Düşlerinde papatyalar
Boğun beni acımayın,
Toprak gözyaşlarınızı iç etmezden önce
Ve kan henüz kurumamışken
Havada ateş topları,
Yer gök soğumamışken
Esaslı bir fiske vurun
Kör, sağır ve dilsiz insanlığına dünyanın
Benim kanadı kırık güvercinim,
Yoksul ceylanım,
Ateşlere açan gülüm
Sen dirilirsin,
Ateşlerde ölür bizzat ölüm.
Bir şefkatli el uzanır saçlarına,
Gülersin
Çiçekler donanır ağaçlarına
Vardığın cihanı da mutlak seversin
Affet diyemem lakin sana
Desem, affeder misin?
Şubat 2009
Tuğba Eren Tokyürek
Kayıt Tarihi : 9.7.2018 17:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!