Daha göz yaşlarımızla çamurlaşmış
Göç yollarının ayrılık kanaması kurumamışken,
Yurtsuzluğun ağır yüküyle
Sıkıştırılmış mülteci kamplarında,
Sapan taşlarıyla intifada ararken,
Casus uçaklarla yırtılan gökyüzünde
Bir bir ölülerin yası
Bölünerek düşerken sürek avının
En dar çemberine
Ve sessizliğinden,sesinden utanırken
Dünyanın çaresiz halkları
İşsiz,ekmeksiz ve güvensiz
El açıp sonsuzluğa
Gelecek duasına gömmüşken yalnızlığı
Bölündük.
Az dua edenler
Çok şükredenlerin hıncında kaldı.
Arafat’ı gömdük
Bıçak sırtı kendisizliğimizde.
Daha göç yollarının
Tabanlarımızdaki çatlakları kapanmamışken
İnce aramalardan geçerek her gün,
Yevmiye saydık
Avcı sofralarında uykusuz.
Çocuklar besledik silah emzirip
TNT kalıplarına kundaklayıp.
Utanıp,bir el uzanır diye belki
Belki ölümdür diye tek özgürlüğümüz.
Ölümdür cennetin en somut hayali.
Daha göç yollarının
Çürümemişken şehitleri.
Casus uçaklarıyla kirlenmesine aldırmadan,
Her gece ya sabır çekip,
El insaf bıraktığımız gökyüzü
Salkım bombalarıyla aydınlandı.
Havai fişek gösterisi gibi
Sunulurken medyaya
Kol pazarıydı çemberin içi
Bacak pazarı
Parçalanmış ceset pazarı.
Sokakların sivil inisiyatifi
Toplayamadığımız ölülerimiz.
Bebek ölüleri.
Masumiyetin evrensel dili
Kanla tanışır sorgusuz.
Objektifler odaklanır onlara,
Onlar aldırmadan Akdeniz’in sahil boyunda
Kanla çizilmiş çemberi boyarlar
Top namlularının ucundan aldıkları renklerle.
Kadınlar ekmek toplar
Acılarını unutarak,
Yıkık binaların molozlarından.
Daha göç yollarının
Ölüm kokuları havayı bırakmamışken,
Kara harekatı başladı.
Ölüler korkmaz avcıdan.
Aynı zaman düzlemini paylaştığımız
İnsan haklarının bekçileri
Biz bir kez ölümü yaşayalım Gazze’de
Siz ömür boyu insan olmanın utancını
Ve bir de Gazze’de olsun ağlama duvarınız.
Devrim Ser ÇİNDEMİR
Devrim Ser ÇindemirKayıt Tarihi : 13.1.2009 16:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!