Çöl ve Rüzgâr – Gecenin Dersleri
Ey gönül, bil ki içindeki çöl de bir öğretmendir.
Her kum tanesi bir nefis parçası,
her rüzgar bir vuslat mesajıdır.
Nihal’im, senin adın fısıldanır her gece,
suskunluğun sabrın aynasıdır.
Boşlukta kaybolmak, aslında kendini bulmaktır;
çünkü çöl, gizli bir vahadır, her susuzluk bir farkındalık.
Gölgeler ve Ağaçlar – Sabır ve Meyve
Senin gölgen bir ağaçtır,
kökleri karanlığa,
dalları ışığa uzanır.
Ruhun dallarında meyve yoksa da,
gölgen sana sabrı öğretir.
Daldan düşen yaprak,
sevdiklerini kaybetmenin tatlı acısıdır;
rüzgârla savrulsa da kökler hep sende kalır.
Ey gönül, düşen her yaprak,
olgunlaşmanın sessiz şarkısıdır.
Labirent ve Yolculuk – Kaybolmanın Hikmeti
Gönül bir labirenttir, her köşe bir imtihandır.
Kaybolmak, umutsuzluk değildir;
aksine farkındalığın aynasıdır.
Nihal’im, her dönemeçte aşkı aramak,
her çıkmazda yokluğu anlamaktır.
Labirentin karanlığında yürürken,
ışığı arayan gözlerin, en gerçek pusula olur.
Nehir ve Dağ – Akış ve Direniş
Kalbin bir nehir gibi akar;
ama her nehir dağa ulaşamaz.
Sen dağsın Nihal’im,
sisler içinde duruyorsun,
ben akarken seni dinlerim.
Her damla su senden bir hikâye alır;
her ayrılık vuslatın tadını öğretir.
Ayrılık, aşka kutsal bir sabır ekler;
ve nehir daima yolunu bulur,
taşları aşar, sessizce.
Yıldızlar ve Sessizlik – Gece Öğretisi
Ey gönül, gece en sadık öğretmendir.
Yıldızlar fısıldar, sessizlik ise konuşur.
Sen bakmasan da ben seni okurum;
her sessizlik, bir derstir:
Aşka sahip olmak, bazen susmakta saklıdır.
Ve her yıldız, kaybolan umudun yeniden parlamasıdır.
Kuş ve Kanatlar – Uçmanın Esrarı
Ruhun bir kuştur, kanat çırpar ama yere inemez.
Nihal’im, senin gölgen toprağı yok benim için,
ama uçmak, uçmanın kendisinde güzeldir.
Her uçuş, aşk ve yokluğun birleştiği bir ezgidir.
Uçmayı bilmeyen, kalbini yere gömülmüş bilir;
ve kuş, yalnızlığında bile özgürlüğü fısıldar.
Ayna ve Parçalar – İçsel Yansıma
İçindeki kırık ayna, sevgiyi öğretir sana.
Her parça, bir hatıra, bir ders, bir sırdır.
Sen bakmasan da ben bakarım;
her sessizlik, aşkın ve yokluğun aynası olur.
Ey gönül, aynaya bakmayı bilmek,
kalbe bakmayı bilmektir;
ve her kırık, ruhun altınla onarılmış izidir.
Teslimiyet ve Vuslat – Sonsuz Nefes
Ah Nihal’im, eğer elini uzatırsan,
bil ki ben en kırık kalbimle geleceğim.
Hiç sorgulamadan, yargılamadan,
sessiz bir teslimiyetle…
Ve o an, aşk ve yokluk birleşir;
bir nefeste, bir solukta, zamanın sonsuzluğunda.
Ders şudur:
Aşk, teslimiyetin en saf haliyle vuslata dönüşür;
ve vuslat, insanın kendi iç bahçesinde açan güldür.
Kayıt Tarihi : 5.9.2025 19:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!