Gazze'de Saklambaç Şiiri - Adige Batur

Adige Batur
26

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Gazze'de Saklambaç

Elma dersem çık
Güzel çocuk
Bomba dersem çıkma
Oyun bozanlık yaptı sevdiklerin
Ansızın saklandılar,
Sobelemek cennete kaldı

Elma dersem çık
Gazze dersem çıkma
Sen gömül suskunluğuna siyah adam
Adının önündeki Hüseyn'den utanmadan
Çocuklarının başını okşa
Başları okşanmayacak halde olanları
Biz düşünürüz.

Elma dersem çık
Gazze dersem çıkma
Ey ben-i Arab
Mirasını devam ettir firavunun
Sular yükseliyor
Sular yükseliyor

İnsan dersem çık
Masum dersem çıkma ey dünya

Adige Batur
Kayıt Tarihi : 11.11.2009 22:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İlhami Demirkoparan
    İlhami Demirkoparan

    Yüreğinizin haykırışı daim olsun.

    Cevap Yaz
  • Orhan Balkarlı
    Orhan Balkarlı

    Heykeltıraşlık işi cisimleri üç boyutlu görme yeteneği ile belli ölçülerde izah edilebilir. Ya da resim, fotoğraf gibi görsel sanatlarda da bir an cisimlerin arka planını görme yetisi ile kalıcı bir anıya dönüştürülebilir. Hatta müzik belli ölçüler içerisinde çeşitli enstrümanların katkısı ile ortaya çıkan ilgisi ve hevesi olanların ünlü bir müzisyen olmasa da başarabileceği bir yeti olarak izah edilebilir. Roman hikâye v.b. edebiyat branşları ile ilgili çoğunlukla yetenek ve bilgi ile bağlantılı pek çok kıstaslar söylenebilir. Tabiatı varlıkları iyi gözlemleyen duyumsayan kişiler çaba sarf ederek çok değerli romanlar öyküler kaleme alabilir.
    Fakat şiir tamamen farklı bir olaydır. Yeteneği ifade eden sözcükler tek başına iyi bir şairi ya da iyi bir şiiri izah etmeye yetmez. Ondan çok daha önce insanoğlunun akli melekeleri ile izahına hiçbir zaman güç yetiremediği ve yetiremeyeceği ancak varlığını kesin olarak bildiği, kanıksadığı aşk olması gerekir. Şiirden çok iyi anlasanız bile yazamazsınız. Batmaz yitmez her zaman değerli bir sermaye aşk gerekir iyi şiir yazabilmek için. Ve şiir yazmak ta çok önemli değildir asıl büyük şairler şiiri içinde taşır kâğıda gerçek şiirin çok azı yansır. İşte şiirin diğer güzel sanatlarla benzeşen tek ciheti de burasıdır. Sadece kâğıda aktarırken yetenek ve bilgiye ihtiyaç duyulur. Ve bu yetenek ve bilgi siz aşkı içinizde duyumsayamadığınız sürece bir şey ifade etmez.
    Pek çok tarifi vardır şiirin bakınız Platon ‘’Şiir büyülü sözdür.’’ demiş. Şiir aşk ile doğrudan bağı olan bir kavram olduğu için bu tarif bile salt yeterli değildir. Ancak bana göre güzel bir tariftir. Arkasını ilk bakışta göremeyeceğimiz derinlikleri bünyesinde barındıran, duyan kulağın bir daha duymak istediği, hafızanın bir kenara yazıp tabiatta, yaşamda şiire dair izler gördüğünde ara ara hatırladığı sıra dışı sözdür şiir. Büyülü yapan şiirin içinde barındırdığı gerçekliği, olabilirliği, yaşanabilirliğidir. Bu nedenledir ki ilham diye adlandırılan, şairin aklına, kalbine hücum edip ‘’beni yaz içindekileri at dışarı da rahatla’’ diyen, kimi ne zaman nerede yakalayacağı belli olmayan, bazen yakaladığı kişinin bile fark edemeyeceği beyne dürtünün sonucu ortaya çıkan bir büyüdür. Bu büyü göz bağlamaz gerçeği idrak etmişliğin dışavurumudur. Gerçek o kadar baskın gelir ki başka türlü rahat edemez şair.
    Onun içindir ki bir parça akıl dışıcılık olsa bile kaleme dökerken olası gözükmeyen benzetmeler ve kurgular büyüyü bozar. İlk anda kulağa ses olarak ve göze şeklen güzel gelse de kalıcı değeri olmaz unutulur gider. Şekil kaygısı da aynı şekilde büyüyü bozar. Şekle sadık kalayım derken bir harften bir heceden vazgeçmek ya da zorlama yakıştırmak şiiri özelliksiz sıradan bir metne dönüştürür. Daha önce farklı kalıp ve söylenişlerle bir şekilde dile getirilen bir konu başka bir şair tarafından yeniden dile getirilirse tekrardan öteye gitmez. Her daim söylenmemiş olanı söyleme çabası yeni ve güzel şiirler ortaya çıkarır.
    Evrenin değişmezleri olan toprak, su, rüzgâr, hava, güneş, ay gibi kavramlar ölmez isimler olduğu için uzun ömürlü kelimelerdir. Ve şairler ne zaman iyi bir şiir yazarak içindeki ilhamı dışarı atmak isteseler bunlara başvururlar. Seçilen sözcükler ne kadar uzun ömürlü ise şiirde o kadar uzun ömürlü olur.
    Ve her ne kadar süre gelen şiir tetkiklerinde tıpkı roman ya da hikâye gibi serim, düğüm çözüm şeklinde izahatlar yapılsa da bana göre şiiri bir bütün tek bir parça, tek bir duygu ya da farklı duyguların harmanı aynı kapıya çıkan bir terennüm olarak ele almak gerekir. Şiirde asıl olan temadır. Bazen akim bir çabanın sonuçsuzluğudur şiir. Yazan şairin yaşadıkları ile özdeş duyumsal ruh haline bağlı bir haykırıştır. Sonuca ulaşması gerekmez.
    Evet, doğrudur iyilikler güzellikler pozitif anlam yüklü eylemler ne kadar gerçeklikse kötülükler çirkinlikler negatif anlam yüklü eylemler de aynı şekilde gerçekliktir. Malum olduğu üzere her şey zıddıyla kaimdir. Ancak insan kulağı hoşuna geleni duymak, göz hoşuna geleni görmek ve gönül hoşuna geleni sevmek ister. Onun içindir ki bir şiirin içinde barındırdığı pozitif anlam yüklü kurgular o şiiri daha bir okunası kılar. Tabiî ki negatif olanlardan da yeri geldiğinde bütünselliği sağlamak için yararlanmak gerekir. Ama ne olursa olsun şair yönünü pozitife çevirip sonuçta bir umut kapısı açık bırakmalıdır.
    Sonuç olarak Yaralı yürekleri aşk ayakta tutar yara kanadıkça ağızdan dökülen kalemin ucuna gelen sözcükler şiirsellik kazanır ve umut aşkı sürekli besler.
    Riyasızlık ve inandırıcılık konusu da şiirselliğin diğer önemli kriteridir. Günlük konuşma dilinde karşımızdakinin üslubuna göre nasıl samimi olup olmadığını test ediyorsak şiirlerde de şairin üslubuna ve seçtiği sözcükleri kullanım biçimine bakar samimiyetini yürekten yazıp yazmadığı konusundaki kanaatimizi belirleyebiliriz. Örneğin tamamen hayali ya da ucu gerçeğe çıkmayan tanımlamalar inandırıcılığı kaybettirir. Aynı şekilde çok gerekmedikçe sözcük tekrarı da şiirselliği öldürür.
    Bir hususu daha belirtmekte fayda var ki o da şiir yürekten gelen bir şeydir. Şiiri şiir yapan duygudur. Eğer bilgi ya da mesaj kaygısı fazla ön plana çıkarılırsa duyguyu yok eder.Bazı şairler vardır yazdıkları metinler her yönüyle mükemmel gözükür ancak şiirin içine sıkıştırdıkları yabancı terimler ve imgelerle felsefe yüklü ancak çok kafa yorarak anlaşılacak sözcüklerle yazarlar.Ne olursa olsun bu tarz eserler okuyucu ilgisini cezp etmez.Akıcı yalın dille yazılan şiirler her zaman okuyucu ilgisini çekmiş şiirlerdir.Tabii bu konu doğrudan doğruya hitap ettiğiniz kitle ile ilgilidir.Türk toplumu maalesef okuma alışkanlığı pek fazla gelişmemiş bir toplumdur ve sevmez.Hitap edebileceğimiz kitle budur ve seçme şansımız da yoktur.
    Şiirlerin okundukça değer kazandığı noktasında yaygın bir kanaat vardır. Ve bizim toplumumuzda okunası şiir yazmak istiyorsak olabildiğince yalın, ve gerçekçi yazmalıyız.

    Cevap Yaz
  • Nazır Çiftçi
    Nazır Çiftçi

    Haklısınız Şair. elma dersem çık!Faziletin temeli insanlıktır. İnsanlık ise; insanın insana ve geçmişinden bu güne gidip gelenlerine sevgi ve saygıdır.Bu şiirinizle merhaba ARKADAŞ der, çalışmalarınızda ve iş hayatınızda başarılar dilerim. tam puan kutluyorum. Selam olsun.Gazi antep şiirimi okuyabilir misiniz.teşekkür ederim.

    Cevap Yaz
  • Âşık Çağlari Muammer Çalar
    Âşık Çağlari Muammer Çalar

    duyarlı yüreğinize sağlık gazzedeki acıları sinesinde duyan ve gündeme taşıyan duyarlı yüreğiniz hiç susmasın
    saygılar

    Cevap Yaz
  • Âşık Çağlari Muammer Çalar
    Âşık Çağlari Muammer Çalar

    duyarlı yüreğinize sağlık gazzedeki acıları sinesinde duyan ve gündeme taşıyan duyarlı yüreğiniz hiç susmasın
    saygılar

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (5)

Adige Batur