Bomba sesleriyle girdi yeni yıla Gazze!
Çok yazık! İslâm alemi toptan düşmüş acze
Sana kaldı işimiz Allah’ım, celle ve azze
Kahr u gazap eyle israile kahr u gazap eyle
Ne yazık ki, tarihin; ikibin dokuzuna
Yüreğimiz yanarak girdik
Bin kere lânet israil domuzuna
Biz onları insan bilirdik
Kızardık Hitler’e, faşist derdik
Nasıl yaktın insanları diye söverdik
Sözümü geri aldım, özür dilerim Hitler’den
Meğer dünyayı temizlemek istemiş itlerden
Bu ne vahşet! Bu ne kana doymazlıktır!
Bu vahşete susmak, alçaklıktır, aymazlıktır!
Eski günlerimiz olsaydı, işi koymazdık bu hâle
Mundar eller, çakal gibi saldırıyor hilâle
Hem ikibin dokuz, hem bin dört yüz otuz,
İki yılbaşı elele geldi, yahudiye haber verdi.
İsa, Musa ve Ahmed diyorlar ki biz yokuz,
Çocuk ve kadınların öldürüldüğü yerde.
Neye dua edersin, duvarlar önünde sallanıp ey Yahudi?
Yaptığın soykırım tarihe kapkara bir sayfa olacak
Ey ademoğlu görün, duyun, işte o lânetli kavim bu idi
Yaptıkları vahşet göreceksiniz, kendi sonu olacak
Duvarlar önünde saralı gibi sallanıp cinayet diliyorsun
Dua değil ettiğin, sen Hz. Musa’ya sövüyorsun
Tevrat’ta, İncil’de, Kuran’da yok öldürmek
Sen bebecikleri, kadıncıkları, çocukları öldürüyorsun
İki yılbaşı (*) üç peygamber ile olmadın ıslâh, israilli
Üç bin yıldır, kovuldun, sövüldün çünkü aslın lânetli
Her yerden kovulurken uzandı sana Osmanlı eli
Sen ne yaptın? Isırdın köpek gibi o mübarek eli
(*) 2009’un Noeli ile 1430 Hicrî yılbaşı, aynı güne denk geldi.
29 Aralık 2008 Pazartesi, 1 Muharrem 1430 idi.
Kayıt Tarihi : 18.5.2009 17:53:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ŞİİRİN HİKÂYESİ, Avustralya’da Yellow Stone’da veya Kenya’da Malamara’da vahşi hayattan canlı bir dizi seyrettik. İsrail sırtlan sürüleri, Filistin ceylanlarını nasıl parçaladılar canlı canlı gördük. İsrail çakalları, Filistinli ceylan yavrularını analarının memesini emerken nasıl dişlediklerini ve nasıl 60 saniyede hırlayarak paramparça ettiklerini canlı canlı seyrettik. Başka bir grup İsrail çakal sürüsünün de bu vahşeti nasıl keyifle filme çektiklerine şahit olduk. 2008-2009 arası (ki iki yılbaşı beraber geldi) 23 günlük kuduz İsrail saldırısı, İsrail’in ilk vahşeti değil. 2001 de Sabra ve Şatilla adlı iki Filistin köyünü basmıştı. 1990 insanı ve 1500 koyunu, kümesteki bütün tavukları, ahırlardaki atları ve eşekleri bile bir tek canlı kalmayasıya öldürmüştü. Niye hayvanları da öldürmüştü biliyor musunuz? Çünkü iki köyün bütün nüfusu 1990 idi. Bir tek canlı insan bırakmamıştı SIRTLAN SÜRÜSÜ İSRAİL ASKERLERİ. Çoluk, çocuk, kadın, kız, yaşlı, genç demediler canavar ruhlu sadist İsrail itleri; … kimse ama kimseyi sağ bırakmadılar. Tavuğa, eşeğe kim bakacak? İnsan kalmadı ki! Bu yüzden konuşan ve silah kullanan, akıllı ve eğitimli, sırtlan sürüsü hayvanların da tamamını öldürdü. 2006 da da bu it sürüsü, Lübnan’a girdi. 1380 insanı şehvetle öldürdü. Öldüremediğinin evini yıktı. Suyunu kesti, fırınını yaktı, su deposunu yıktı. Trafolarını yıktı. Okulları yıktı. Asfaltların tahrip etti. Hastanelerini ve ambulansları bile vurdu. İnsanlar makarna bulsa pişirecek tüp yok. Tüp bulsa makarnayı koyacakları tencere yok. Tencere bulsa su yok. Böyle alçakça ve vahşice yüzlerce kere saldırı yaptı. Yaktı, yıktı. Yaktı, yıktı. Hıristiyan dünyası (ölenler Müslüman olduğu için) ÜÇ MAYMUN’u oynadı. Şimdi soruyorum. İsrail’in yaptığı bu vahşetlerin, vahşi hayatta ki akılsız ve eğitimsiz hayvanların yaptığından farkı ne? Bir ana ve kadın olan Bayan Merkel’in ve Livni’nin Malamara vahşi hayatında yaşayan dişi çakallardan farkı ne? Yıllardır bu soruya cevap arıyordum. National Geograhp’de John Rice, israil’i kavmini tam tarif eden bir söz yayınlandı. < “ Gözlerini kan bürümüş seytanî zekâsıyla saldıran sırtlan sürüsü..”>
TÜM YORUMLAR (1)