Gaziantep genel anlamda kültür, sanat ve edebiyat alanında hayli kısır bir kentimiz.
Bunun çeşitli nedenleri var. Kısırlık nedenleri arasında en önemli yeri halkın ilgisizliği ile yerel ve genel yönetimlerin bu konularda duyarsızlığı ön sıralarda yer alıyor.
İlkbahar, yaz ve sonbahar aylarında ülkemizin değişik illerinde kültür/sanat festivalleri, şiir etkinlikleri, kitap fuarları gibi edebi etkinlikler düzenlenmekte. Bu etkinliklere bazen Kumru Edebiyat Dergisi ekibi olarak davet edilip katılmaktayız. Bazen kendim bireysel olarak davet edilmekte ve bu davetlere icabet etmekteyim.
İlimizde de zaman zaman kitap fuarları veya festivaller düzenleniyor. Özellikle Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği Fıstık Festivali. Her zaman dikkatimi çekmiştir. Benim için bu festivallerin en çok hatırlanan etkinlikleri arasında lahmacun yeme yarışması veya baklava yeme yarışması yer almıştır. Gönül isterdi ki, bu tür yarışmalar yerine şiir, öykü, beste veya roman yarışmaları yapılsın. Konusu da Gaziantep Savunması, Şahinbey gibi değerlerden seçilsin.
Ne yazık ki, kültür, sanat edebiyat görmezden gelinmekte. Dışardan bir iki yazar veya pop sanatçısı getirilmesi bu konuda yeterli ve tatmin edici kültürel çalışma olamaz. Gaziantep’te yaşayan şair, yazar, öykücü, tiyatrocu, besteci gibi sanatkârlara neden yer verilmediğini anlamak mümkün değil.
‘’Marifet iltifata tabidir.’’
Üstte de belirttiğim gibi bazen Kumru Edebiyat Dergisi ekibi olarak, bazen de bireysel olarak değişik illerdeki edebiyat etkinliklerine davet edilmekteyiz. Tabi ki, bu davetlere katılıyoruz. Davetli olarak gittiğimiz etkinliklerde ilin belediyesinin, valiliğin, kültür müdürlüğünün halkın katılım ve katkılarını gördükçe kıskanmamak mümkün değil.
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.