Herhalde şafak sökmektedir
saat sabahın beş suları
iki güvercin çırpmıştır kanatlarını
karanlıklara
cumbalı pencerelerden
sardunya,fesleğen çiçekleri sarkmaktadır
ince çiğ damlaları sızmakta
ebabil otlarının uçlarından
ve papirus otlarının tam üzerinde
nil nehrinin koynundan
bir güneş yükselmektedir
Bad-ı sabah sokağına.
O daha uyanmadı.
Lavantayla yıkanmış saçları
yastıktan sarkmaktadır
sarı,ılık ve ıslak
parmaklarının arasından akmaktadır.
O daha uyanmadı.
Bad-ı sabah sokağı
Daha uyanmadı.
Herkes yatağında düşler içinde
Neredeyse dünü unutmaktadır.
Bir yara kanamaktadır.
O daha uyanmadı.
Geceden kalma plakta Chopin
piyanosunu çalmaktadır.
Acılar böyle unutulur
Günler geceler boyunca.
Arkadaşlıklar böyle unutulur
Güneş doğup battıkça.
Aşklar küllenip unutulur
Fallar hep yalan çıktıkça.
O daha uyanmadı.
Ve güneş gerinmektedir pencerenin pervazına
müzik bitti bitecek
her yer aydınlanacak biraz sonra
yalnız o yerden başka.
O yerde karanlık ve karanlık ve karanlık
Ebedi karanlık olacaktır.
Güneş tepinse de tepemizde
Ufuk hiç aydınlanmayacaktır.
İster sahile in güneşi kucakla
ister balıkçılara el salla
ister demli çayını iç
Bad-ı sabah sokağındaki
çardaklı kahvede.
İster güneş ol
İster ateş.
Bu müzik saplansın kalbinin derinliklerine
belki seni adam eder
belki de daha başka şeyler söyler
belki seni uyandırır
yeter ki dinle
yeter ki müzik
saplansın kalbine
belki o zaman
belki o zaman
Belki,Niye?
Vakit geldi
fulyalar,acem kuşları,horozibikleri
uyandı da..
O daha uyanmadı.
Erdal CeyhanKayıt Tarihi : 13.1.2010 17:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!